Kutlu Doğum, Efendimiz Muhammed Aleyhisselam ve İnsanlık Onuru

Kutlu Doğum, Efendimiz Muhammed Aleyhisselam ve İnsanlık Onuru

Ayşegül-Aldemir-Yazıları

Hazreti İbrahim , çocuk sahibi olmaktan ümidi kestiği bir sırada , Rahman ve Rahim olan Allah , Hazreti İbrahim’e şöyle seslenir : ‘‘ Ey İbrahim ! Şimdi göklere bak ve sayabilirsen gökteki yıldızları say , İşte senin soyun da aynı şekilde çoğalacak ! ’’

Dualar kabul olundu . Hazreti İbrahim’e bahşedilen bu mucize , Allah’ın sonsuz lütfuydu . Hazreti İbrahim ve soyu yıldızlar misali çoğaldı , çoğaldı …

Hazreti İbrahim’in soyundan gelen en güçlü Arap kavimlerinden biri Kureyş idi . Kureyşliler , Kutsal Ev’in bekçileri ve tüm Arabistan’da hacca gelen misafirlerin de karşılayıcısıydı . Muttalib , Mekke’yi koruma görevini üstlenirken , kendi oğullarından çok daha fazla olarak , yeğeni olan Şeybe’ye güveniyordu . Muttalib , Mekke şehri dışında yaşayan Şeybe’yi , zor da olsa , ailesinin de onayını alarak , Mekke’ye getirmeye razı etti . Mekke yolculuğunda Muttalib’in yanında bu yabancı genci gören insanlar bu gence Abdu’l-Muttalib ismini verdiler , yani Muttalib’in kölesi , fakat Muttalib bu isimlendirmeye ‘‘ o benim kardeşimin oğludur ’’ diyerek cevap verdi . Bu yetenekli genç ile ilgili parlak hikayeler , kendisi şehre varmadan önce , şehirde dolaşmaya başladı bile ve ismi her zaman Abdu’l-Muttalib olarak anıldı . Abdu’l-Muttalib’in on erkek çocuğu vardı . Ona Zemzem’i bildiren Allah , on erkek çocuk ile de kavmini güçlendirmişti . Oğullarının arasında Abdullah’ı başka severdi . Ve bir gün gelecekti , Abdullah’ın annesiz , babasız kalmış oğlu Muhammed’i herkesten ve her şeyden daha çok sevecekti … Abdullah , güzellikte zamanının Yusuf’u gibiydi . Genç bir adam olduğunda kaderleri Amine ile birleşti . Abdullah ile Amine 569 yılında birbirlerine eş , hayatlarına yoldaş oldular …

Abdullah , ticaret için gittiği Filistin-Suriye yolundan dönerken hastalandı . Kervan , Mekke’ye onsuz döndü . Amine acılar içindeydi . Alemlerin Rabbi yüce Allah , ona bir teselli de verdi , tek tesellisi karnındaki bebeğiydi … Doğum yaklaştıkça kederi daha bir azaldı çünkü bir nur parçası taşıdığının o da farkındaydı ! Bir gün , annelerin en bahtiyarı olacak olan Hazreti Amine öyle bir ışık gördü ki , o ışık sanki tüm kainatı aydınlattı ve kendisine şöyle seslenildi : ‘‘ Sen alemler için bir önder taşıyorsun , doğduğunda ona şöyle de ; seni her türlü kötülükten , Allah’ın koruması altına emanet ediyorum ! Ve ismini Muhammed koy ! ’’

20 Nisan 571 … O gün yeryüzü başka , gökyüzü bir başkadır … Cebrail’in kanadında o beklenen , o müjdelenen haber kainatı adım adım sarmaktadır . O gelir , Muhammed Aleyhisselam !

Bu kutlu doğum , on sekiz bin alemin nuru Muhammed Aleyhisselam’ın geldiğinin haberidir . Her asrın ve gönlümüzün efendisi hoş geldin ! İbrahim’in torunu , İslam’ın koruyucusu hoş geldin ! Geldin ki saf’a getirdin yüreklerimize .

Ey Hatemun Nebiyyin ! Senin ilmin ve ahlakın olsun rehberimiz . Bizler , ilmi de , hidayeti de seninle öğrendik . Sen ki , Havz başında bizim öncümüz , Sır’at yolunda gücümüzsün .

Ey Allah’ın Resulü ! Sütten daha beyaz , miskten daha hoştur kalbimizdeki varlığın . Biz ki bu dünyanın göçebeleri , ebedi bir susuzluk içinde yanarken , sende buluruz teselliyi … Mübarek yüzünde bir güneş , yüzünü bu dünyada görmek nasip değil , ahirette nur yüzüne kavuşmaktır temennimiz …

Ümmetinin hali nicedir Efendim … Kimilerinin gözleri yaşlı , kimilerinin elleri kanlı . O eller ki Müslüman çocukların nefeslerinde … Ümmetin acılar içinde Efendim . Senin merhametin , senin şefkatin ve senin tevazuunu anlamıyor bu yüzyıl … Kabe’deki putlar yıkıldı bir bir , gönüldeki putlarsa yıkılmıyor Sultanım . Hani demiştin ya , ‘‘ Ben , sizlerin benden sonra , dünya malı hususunda brbirinizle yarışmanızdan korkarım ! ’’ , işte bu yüzyılın putu da dünya sanki Efendim … Oysaki biter dünyanın felaketleri de , saadetleri de … Açılır sonsuz bir kapı , o kapıda zatını görmeyi ümit ederek … Hep bir ağızdan imanla , ‘‘ Tut elimizden ya Resulallah , şefaatinle şereflendir bizleri ! ’’ diye haykıracağız , o yakarıştaki duanın kabul olmasını umut ederek …

Kutlu Doğum Haftası’nda bu yıl ki etkinlik teması ‘‘ Peygamberimiz Ve İnsan Onuru ’’ oldu . Bu yılın konusu yine oldukça anlamlı . Hele ki , Müslümanların birbirini hoyratça incittiği , birbirine kolayca savaş açtığı , kimsenin kimseyi umursamadığı hoşgörüsüz bir yüzyılda insan onurunu , Resulümüz Muhammed Aleyhisselam’ın nazarından ele almak , kıymetli faydalar edinmemize de sebep olacaktır . Şüphe etmeden , kalben iman eden dillerimiz şunu da bilmelidir ki , bir tek insanın onuru tüm insanlığın onuru anlamına gelmektedir . Dünyanın bir köşesinde ağlıyorsa bir insan , çaresizse onu ellerinden tutup ayağa kaldırmaktır insan onuru . Myanmar’da , Suriye’de , Filistin’de ve dünyanın her bir köşesinde paramparça olan insanı , insanlığı ayağa kaldırmaktır insan onuru ! Bireysel hayatlar içerisinde , umarsızca kırılan gönüllerin içinde , onuru zedelenmiş , haysiyeti yerle bir edilmiş insanlar olduğunun farkına varmak ve o insanların imdadına koşulsuzca koşmaktır insan onuru . Allah’ın kelamını idrak etmektir ve Muhammed Aleyhisselam’ın ahlakıyla donatmaktır ruhumuzu insan onuru … Aslında olan her şey ‘‘ İnsanlığın Onuru ’’

Bu yıl ‘‘ İnsan Onuru ’’çerçevesinde andık yolumuz , nurumuz , Resulümüz Muhammed Aleyhisselam’ı oysaki kalplerimizde , her bir Salavat-ı Şerife’de anmaya ve de anlamaya devam edeceğiz . Ey yaratılmışların en güzeli ! On dört asırdır kalplerimize uzanan ellerin , kalplerimize işleyen sözlerin ebediyete dek sürecektir . Seni bildikçe , seni anladıkça dünyanın da bir itibarı kalmıyor fikrimizde . Şehadet ederiz ki , efendimiz ve nebimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi Ve Sellem , yüce Allah’ın kulu ve resulüdür . Allah’a ulaşmak yolunda en güzel elçidir . Ayetler yağan gönlü en güzel hazinedir .

Selam Ve Dua İle…

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir