Yeni Alışkanlıklar İçin 30 Gün Yeter

Yeni Alışkanlıklar İçin 30 Gün Yeter

Ramazan, bizim için fırsatlar ve imkânlar ayı olarak düşünülebilir. Bu ayın her günü kademe kademe Allah’a yaklaşma ve hep istediğimiz ama nedense sürekli ertelediğimiz “iyi kul” olmak için önemli bir fırsat sunar. Ömrümüzdeki sadece 30 gün, dünya ve ahiretimizi değiştirebilmemiz için hayatî bir teklif olarak önümüze çıkar. Zira o, sadece bir ay olmasına rağmen, on bir aylık alışkanlıklarımıza galebe çalar ve onları unutturuverir. Tek başına bu durum dahi alışkanlıklarımızı yenmemiz için vesiledir. Hem zaten psikolojide “Bir insanın otuz-kırk günde birtakım kötü alışkanlıklarını terk edip yeni alışkanlıklar kazanabileceği” ifade edilir. Bu gerçek orucun devamlı olarak otuz gün tutulması hususundaki İlâhî emrin hikmetini de gösterir.

Mesela çevremizde sigara ve alkol gibi görünen kötü alışkanlıkları; gıybet, haset, koğuculuk gibi farkında olmadan işlenen günahları bu rahmet ayında terk eden nice insanlar vardır. Bunlar ekseriyetle ay sonunda da namaz ve hayırlı faaliyetlerini bırakmaz. Yani sırf bu zaman diliminde ibadet etmek için camiye gelirler fakat otuz günde ibadetlere alışır ve daha sonra da bu yeni alışkanlıklarına devam eder. Böylece hayatlarının istikameti bir ay gibi bir zamanda değişmiş olur. Ramazan öyle bereketlidir ki, bu örnekler saymakla tükenmez.

Kudsî bir hadiste Allah “Kulum Bana bir adım gelirse, Ben ona yürüyerek gelirim; o yürüyerek gelirse, Ben koşarak gelirim.” buyuruyor.

Biz bu ay boyunca Cenâb-ı Hak’ka adım attıkça O bize koşarak gelir. Zira cennetin kapıları bu zamanda ardına kadar açılır, cehennemin kapıları tamamen kapatılır ve azgın şeytanlar zincire vurulur.

Ve Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) müjdesiyle “Her kim inanarak ve karşılığını sırf Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır ve her kim inanarak ve sevabını umarak Kadir Gecesi’ni ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır.”

Ramazan’ı diğer aylardan ayıran en önemli özellik oruç ibadetidir. Dinen oruç, sabah, tan yerinin ağarmasından güneş batıncaya kadar niyet ederek yeme, içme ve cinsî münasebetten uzak durmaktır. En mükemmel ifadesiyle, dinin mahzurlu gördüğü bütün söz ve fiillerden kaçınmak, haram kıldıklarından da uzak durmak manasına gelir. Nebiler Nebisi (sallallahu aleyhi ve sellem) “Oruç kalkandır.” buyurur. Hem bizden başkalarına hem de başkalarından bize gelecek kötülük veya zararlara karşı bir siperdir. Bu yönüyle toplumu ayakta tutan en temel dinamiklerden birlik, uzlaşma, bütünleşme ve barışın sağlanması veya devam etmesinde vazgeçilemez bir rol oynar.

Oruçlu insan açlık çeker. Bu durum etrafımızda gerçekleşen hadiseleri unutturup bizi kendimize yöneltir. Nasıl ki insan, sürekli çevresine baktığı için elbisesindeki lekeyi, yüzündeki kiri fark etmez ve ancak dikkatini kendi üzerine yoğunlaştırdığında bunları görür. Bu ibadet de insanın doğrudan kendisini düşünmesini ve böylece daha evvel gözünden kaçan eksikleri, kusurları fark edip bunları düzeltme yoluna girmesini sağlar. Yemek yemediğimiz zaman diliminde açlığımız sürekli aklımızda olduğu için, neden aç olduğumuzu düşünür ve ibadetin manasını anlamaya çalışırız. Üstelik Efendimiz’in sözleri bize açlığımızı unutturur ve yaptığımız ibadetin Allah katındaki kıymetini bize hatırlatır:

“Oruçlunun ağız kokusu, kıyamet günü Allah katında misk kokusundan daha hoştur, daha güzeldir.”

Ramazan toplumun farklı kesimlerini de bir araya getirir. Maddeten durumu iyi olanlar her sene bir ay fakir hayatı yaşayarak, açlık sıkıntısı çeken fakirin halini daha yakından idrak eder. Zenginler zekât ve fitrelerini bu ayda verir. Yoksulların sevindirilmesi bu aya başka bir anlam kazandırır. Ramazan artık yaz günlerine denk geldiği için açlık süresi de arttı. Ancak “zahmette rahmet vardır” kaidesince oruç zor gibi görünen bir ibadet olsa da ardındaki rahmeti unutmamak gerek. Üniversiteye girmek için aylarca, iş hayatında iyi bir mevki için yıllarca çalışmak gerekirken, Allah’ın rahmeti için aç kalmak çok pahalı bir bedel değil.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir