Kozmetik ve Kişisel Bakım Ürünlerinde Sağlık

Kozmetik ve Kişisel Bakım Ürünlerinde Sağlık

Sağlıklı-Yaşam-ve-Kozmetik-Ürünleri

İnsanlar, yıllardan beri güzelleşmek, genç görünmek, yüzündeki kırışıklık, sivilce veya çeşitli izleri gizlemek, güneşten, rüzgardan, soğuktan ciltlerini korumak, saçlarının dökülmesini önlemek v.s. için şampuanlar, kremler, losyonlar, parfümler kullanmaktadır.

Hayatımızın bir köşesinde bu ürünlerin bir veya bir kaçı muhakkak mevcuttur. Şampuan, nemlendirici krem, diş macunu v.s. kullanılmadığı bir dünyada yaşamak, şimdilik pek mümkün gözükmüyor. Peki kişisel bakım ürünleri diye adlandırılan bu ürünler ne kadar sağlıklı hiç düşündünüz mü?

Ticari ihtirasların olabildiğince kamçıladığı, reklamların yaldızlı parıltıları arasında masum görünen kişisel bakım ürünlerinin gerçek yüzü dermatoloji kliniklerinde ve laboratuvarlarında ortaya çıkmaktadır. Kişisel bakım ürünlerinin üretiminde kullanılan ham ve katkı maddelerinin uzun araştırmalar sonucu olarak; bugün ortaya çıkan tabloda astım, alerji, cilt döküntüleri ve cilt, meme, rahim ve yumurtalık kanserinin oluşabildiği görüldüğü için üzerinde uzun uzun durulması gerekmektedir.

Kişisel bakım ürünlerinde etiketler düzenlenirken ürünün yapımında kullanılan kimyasallar fazladan aza doğru sıralanmaktadır. İnsanların çoğu bu kimyasallardan kaynaklanan problemlerle çok az karşılaşıldığını düşünür. Ancak dermatologlar bu düşünceye iştirak etmemektedir. Bazı problemler, ilk bir kaç kullanımdan sonra oluşabildiği gibi, kullanımdan yıllar sonra da ortaya çıkabilmektedir. Örneğin; SLS diye kısaltılmış sodium lauryl sulfate veya SLES sodium lauryl ether sulfate, cilt tahribatına, gözlerde kalıcı zarara ve mide ülserine yol açmaktadır. Ayrıca SLS’in vücuttan emildiği, saçları zayıflatıp dökülme yaptığı bilimsel olarak ispatlanmış bir başka gerçektir. Paraben(methylparaben, ethylparaben,buthylparaben veya benzylparaben gibi) göğüs tümörü yaptığı için bazı Avrupa ülkelerinde yasaklanmıştır.

Bunlara rağmen bir çok kişi bu maddelerin cazip ambalajlarına, güzel kokularına ve kullandıklarında verdikleri ‘iyilik’ duygusuna kapılarak bunların sağlık için zararlı olabileceklerini akıllarından bile geçirmemektedirler. Bazıları ise bunların dışarıdan uygulanan maddeler oldukları için sadece deriyi etkileyebileceğini, deride bir olumsuzluk gözlemeyince başka bir zararı olmayacağını düşünmektedirler.

Ama bilinmeyen bir gerçek ise kişisel bakım ürünlerindeki zararlı kimyasalların hızla ciltten emilerek kana karışmasıdır. Normalde gıdalarda aldığımız zararlı kimyasalların bir kısmı boşaltım sistemimiz sayesinde dışarı atılırken, direkt olarak kana karışan kimyasallar vücudumuzda birikmektedir. Eğer buna bir örnek verirsek, şampuanlarda köpüğün kalıcılığını arttırmak için kullanılan Cocamide Dietanolamin’in (DEA) Amerika’daki bir üniversitede yapılan araştırmada, anne fareden yavrusuna geçtiği tespit edilmiş ve ciddi beyin hasarları gözlenmiştir.

Kişisel bakım ürünlerinde kullanılan kimyasalların bir çoğunun zararları bilinmektedir. Bunun yanında bilinmeyen zararları da yeni yeni ortaya çıkmaktadır. Bu bilgiler ışığında biz tüketicilerin kullandığımız bu ürünlere karşı daha dikkatli ve hassas olmamız gerekmektedir. Mümkün mertebe petrokimyasal madde, paraben, formaldehit gibi zararlı maddeleri içermeyen ürünleri tercih etmelidir. Ve unutulmamalıdır ki ‘Bir koruma bin tedaviden evladır.’

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir