Sen Bilmezsen Kim Bilecek?

Sen Bilmezsen Kim Bilecek?

Rabia Kimdir?

Geçen hafta yazımı; “Mısır halkı kötülüğe onların seviyesine düşmeden direnip yazdığı destana hepimizi şahit kılıyorken sormak istiyorum kaçımız biliyor Rabiatü’l Adeviyye kimdir? İngilizceden tercüme ismi müslüman kardeşler olarak değil de asıl söylememiz gereken ismiyle İhvan-ı Müslimin kimdir, nedir? Çok az! Şu durumda İslami Akımlar, Mezhepler Tarihi, İslam Tarihi bunlar ilahiyat fakültelerinin birer dersi olarak kalmamalı, herkes bilmeli neler oldu neler oluyor.” diyerek bitirmiştim.

Ben bunu yazdıktan birkaç saat sonra internette bir blogda Rabiatü’l Adeviyye kimdir diye paylaşılan bir yazı gördüm, ismi hiç de lazım olmayan bir gazetede yayınlanmış yazının bir kısmı… sözümona gerçek Rabia’yı tanıtıyor ve şöyle söylüyorlardı; Rabia islâmın kadına değer vermeyen, köleliği savunan sistemine başkaldırmış bir kadınken ona yaşadığı acıları çektirenlerin bugünkü temsilcileri müslüman kardeşler adını Rabiatü’l Adeviyye’den alan meydanda onun ruhunu rahatsız ediyormuş ve Rabia ruhlar aleminden ‘ey kara yobazlar defolun meydanımdan’ diye bağırıyormuş (!)

Bu yazıyı okuyunca kan beynime sıçradı nasıl olur da göz göre göre böyle yalan söylerler, nasıl olur da çıkıp ‘hayır öyle değil’ deme imkanı bulunmayan birinin bir ölünün ağzından kendi fikirlerini söylerler inanamadım. Nasıl bizim gücümüzün sonuna kadar aksini söyleyeceğimiz, asla kabul etmeyeceğimiz bir şeyi herkesin kolaylıkla ulaşabileceği bir şekilde tüm Türkiye’ye yayarlar? Anlayamıyorum. Rabia kimdir, İslam nedir, müslüman kardeşler/ihvan nasıl bir gruptur bilmeyen bir insanı buna öyle kolay inandırabilirler ki işte bu yüzden daha önce söylediğim şeyi tekrar etmek istiyorum. Her bir müslümanın tek tek bilmek zorunda, İslam tarihini, mezhepler tarihini, tasavvuf tarihini, siyer-i nebi’yi ve hakikatin ne olduğunu insanlara anlatmak zorunda. Çünkü biz yapmazsak başkaları bizim yerimize işte böyle yapıyor.

Katıldığım kurslarda bana ‘Mevlana peygamber mi?’ diye soran insanlarla tanıştım, düşünün kimliğinde dini inancı İslam yazan bir insan Türkiye’de yan yana yaşadığımız bir insan ama ‘son peygamber’ kimdir bilmiyor âyetle hadisin farkını bilmiyor. Pek çok insan gerçekten İslamiyet hakkında hiçbir şey bilmiyorken nasıl olur da hepimize yüklenmiş olan tebliğ görevini yerine getirmişçesine rahat ederiz? Ayetle hadisin farkını bilmeyen Müslümanlardan nasıl olur da ‘müslümanlar ancak kardeştir’ i anlayıp Mısır’daki kardeşleri için heyecanla bir şeyler yapmasını bekleriz?

Sormak istiyorum islamı anlatmada bu kadar çekingen olmamız aslında yukarıda saydığım şeyleri bizim de bilmememizden mi kaynaklanıyor? Öyleyse vay halimize…

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir