Kutsal Topraklara Hazırlık Kalpte Başlıyor

Kutsal Topraklara Hazırlık Kalpte Başlıyor

Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk!…” diyerek başlayan kutsal yolculuk çoğu insana ömründe bir kez nasip olacak bir ibadet…

Maddi sıkıntısı olmayan kullara farz kılınan hacca, imkanların müsait olanlar çok rahat bir şekilde gidiyor, bazıları ise ömrü boyunca çalışıp kıyıda biriktirdikleriyle… İki kişi açısından, haccı tüm gerekleriyle yerine getirmek konusunda ise farklılık yok.

40 güne kadar sürdürülebilen hac ibadeti öncesi, herkes benzer hazırlıklar yapıyor. Peygamber’in (sas) doğduğu, büyüdüğü ve öte âleme göçtüğü toprakları ziyaret için ruhu da hazırlamak gerekir. Bunun için bu ibadetin inceliklerini, faziletini anlatan kitaplar edinerek okumak, hocalardan bu konuda vaaz dinlemek, daha önce gidenlerden orada yapılacaklarla ilgili bilgi edinmek ilk ve en önemli hazırlık. Kutsal topraklara olabildiğince az eksikle varmak için kutsal topraklara olabildiğince az eksikle varmak için ruh, kalp, bakışlar, dil, göz ve kulak, yani bütün duyuların terbiye edildiği bir dönem… Çünkü, oraya, Peygamber’in ayaklarının değdiği, gözlerinin gördüğü, ellerinin dokunduğu diyara gidilmekte. Sıradan bir yolculuk değil bu.

14 asır öncesine doğru yol alma, Ravza-i Mutahhara‘da O’nun (sas) ayaklarına kapanma, Beytullah’ın önünde diz çökme, sahabeler misali O’nun (sas) kapısında sabahlamaya gidiliyor. Ondandır ki bir kavuşma bu. Hem öyle kolay hem de çok zor bir yolculuk. Su gibi, halden hale geçmeye niyetlenilen, bulut olup yükselmeye, yağmur olup yağmaya hazır olunan… Dünya meşgalesiyle dört bir köşeye dağılan taneleri toplayıp, 99 ismi içte toplayarak dönmeye niyetlenilen bir yolculuk. Böyle bir yolculuğa çıkmak, elbette ki hazırlıkların en büyüğünü gerektiriyor. En büyüğü ruha yönelik olmakla birlikte ayrıca bedenen, maddi açıdan bir hazırlık mevcut. Özellikle hanımlar, hayatlarında belki bir kere yaşayacakları bu yolculuk için düğün öncesi gibi hazırlanıyor. Erkekler de hanımlar kadar olmasa da yine bu kutsal yolculuğu aynı zamanda yakınları, dostları ve akrabaların da dahil olduğu bir merasime dönüştürmede hiç isteksiz değil.

Süleymaniye’de Alışveriş Hâlâ Sürüyor

Ülkemizde genellikle yaşı ilerlemiş kadın ve erkekler hac ibadetine daha yoğun ilgi gösterdiğinden kutsal yolculuk öncesi hazırlıklar da buna göre sıraya konuluyor. Bu sene, hac süresi ekim ayıyla birlikte başladığından bir çok hacı adayı hazırlıklarını tamamlamış. Ancak hâlâ İstanbul’da Süleymaniye’de alışverişe çıkanları görmek mümkün. Hacı adayları, resmî işlemlerini tamamlayıp, gidecekleri gün belirlendikten sonra önce müftülükten kendileri için hazırlanmış kumaş, bez çanta gibi eşya paketini alıyor. Bu paket ihtiyacı karşılamadığından bu kez alışveriş yapma gerekliliği doğuyor. Erkekler dikişsiz bir kumaşa sarınarak ihrama girdiği için ayrıca kıyafet ihtiyacı daha az. Ama kadınlar için kıyafet tercihi önemli. Çünkü kadınlar ihrama normal, yüz, el ve ayaklar dışında bütün vücudu örten bir kıyafetle girebiliyor. Bu amaca yönelik hac malzemesi satan dükkânlarda krem, bej renkli keten tunik ve pantolonlar satılıyor. Bu kıyafet özellikle hac ibadetinin önemli aşamalarından olan Müzdelife Vakfesi ve Mina’da şeytan taşlama sırasında faydalı. Kalabalık ve yoğun tempolu hareketlerde vücuda hareket serbestisi sağlıyor. Yaşlı hanımların daha çok tercih ettiği bu kıyafet, renginin açık olması nedeniyle sıcaktan da koruyor.

Kadınların Tercihi Ferace

Daha genç hanımlar ise Mekkeli kadınların geleneksel olarak giydiği siyah renkli feraceyi tercih ediyor. Ama yine de ferace her yaştan kadının giyeceği, tüm bedeni örten bir giysi. Kadınların yüzü açık ancak tüm vücut örtülü bir şekilde her kıyafet giymesi serbest olsa da, ibadet sırasında siyah ya da beyaz gibi ana renkleri tercih etmek gerekli. Bu konuda illa ki hac malzemeleri satılan dükkânlardaki klasik kıyafetleri almak zorunda değil hiç kimse. İstenirse, uzun, bol ve kolları bacakları örten daha şık ve rahat giysi diktirilebilir, ya da alınabilir.

Ama ibadetin özünde, benliği eritmek, ‘dünyadaki milyonlarca kuldan bir kul olmak’ şiarını somutlaştırmak olduğundan, bunun bir ifadesi olarak bedenen de eriyip gitmek gerekiyor. Bu nedenle dış görünüş olarak da oradaki insanlardan farkı en aza indirmek önemli. Bunun yanı sıra hac sırasında hanımlar ihramlıyken önü kapalı ayakkabı giymek zorunda. Erkekler ise sandalet şeklinde önü açık terlik… Bunun için kutsal yolculuğa çıkarken valize, kıyafetin yanı sıra terlik, kokusuz sabun koymak lazım. Kokusuz sabunları da hac malzemesi satan dükkânlarda bulmak mümkün. Kâbe’yi tavaf sırasında ayakkabısız olunacağı için ev ayakkabısı gibi olan patiklerden almak gerekebilir.

Öte yandan Mekke ve Medine sıcak olduğu için çok sık umre ya da hacca gidenlerin de tavsiyelerini dinlemeli. Bu anlamda, benim ilk sorduğum kişiler, sıcak nedeniyle bedenin yara olduğu, bunu önlemek ve ibadeti daha iyi yapmak için pişik kremi kullanmanın zorunlu olduğunu belirtti. Özellikle erkeklerin, tavaf sırasında patik giymeyip yalınayak olduğu için topuk kremi de kullanabileceği söyleniyor. Ancak hac sıkıntıları da içinde barındıran bir ibaded olduğundan bu tür kremler kullanmanın doğru olup olmadığı akla düşen sorulardan.

Zemzem Mekke’den, Hediye Türkiye’den

Bir de haccın, yakın çevreye, eş-dost akrabaya bakan yönü var. Hac için yapılanlar kadar dönüş sonrası için hazırlıklar da çok önemli. Hac dönüşü, ‘hayırlı olsun’a geleceklere mutlaka hediye vermek gerekiyor. Bu artık neredeyse hac ibadeti ile bütünleşecek kadar kültürümüze girmiş durumda. Hac malzemeleri satan dükkân sahipleri de bundan memnun. Esnaflar, “Hediyeleşmek sünnettir, hacılar da bunu ifa ediyor.” diyerek bu durumun sürmesinden yana. Esnafa göre, bu hediyeler kapsamında olan, ‘zemzem suyu, misvak(taze olduğu için) ve hurma’ Mekke’den getirilmeli. Ama diğer hediyelik eşyaları Türkiye’den almak daha mantıklı. Hem daha kaliteli olması hem de hac sırasında bir de hediye düşünmemek için…

Hasılı kelam, din alimlerine göre hac, akılla değil ruhla yapılan bir ibadet. Orada ibadetin parçası olarak yapılan eylemi bazen akıl anlamasa da, ruhun aldığı feyz tarif edilemez. Fark etmeden, fark ettirilmeden ruhen temizlenmeli. Bundandır ki hazırlıkların en güzel, ayna gibi bir ruhla Peygamber’in diyarına gitmeli…

Keseye Göre Hediye

Hac eşyası satan esnafın, hediye paketi fiyatları belli. Buna göre, en düşük bütçeli ‘seccade, tesbih, esans, başörtüsü, takke ve bazen de kına’ olan paket 7,5 lira. Ama bu malzemelerin en kalitelisini seçerek 35 liraya kadar paket yaptıranlar da var. Bazen 300 ya da 500 paket yaptıranlar bile oluyormuş. Bu durum da, esnafın Türkiye’den alışveriş yapılması konusundaki ısrarını bir nebze açıklıyor.

Hac malzemesi satan dükkânlarda dikkat çeken bir şey var: Girişte yığın halindeki kumaşlar… Krem ve bej rengi bu kumaşlar, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hacı adaylarına verdikleriymiş. Müftülükten kumaşı alanlar diktirmekle uğraşmak yerine 20 liraya hac malzemesi satan dükkâna verip karşılığında tesbih, seccade alıyormuş. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın iddiaya göre, 40-50 dolar gibi para belirlediği bu kumaşlarla uğraşacak kimse yok gibi günümüzde. Bu nedenle, Diyanet’in belki de bu kumaş işinden vazgeçmesi gerekiyor.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir