Kendi Kalbimi Kırdım

Kendi Kalbimi Kırdım

Kendi Kalbimi Kırdım

Hepimiz isteriz ki hep mutlu olalım. Fakat bazen olur ki bir şeyler ters gider, hayatın bize adil davranmadığını düşünebiliriz ya da haksızlığa uğradığımızı mesela çok zaman bu ruh hali hepimizin başına gelmiştir. Hepimiz kalbimizi inciten hadiseler ve kişilerle karşılaşmışızdır. Acaba bunlara sebep kendimiz olabilir miyiz? Yani kendimiz istemeden kendi kalbimizi kırmış olabilir miyiz? Ya da kalbimizin kırılmasına biz ortam hazırlamış olabilir miyiz?

Bu sorunun cevabını merak edenlere haberim var; evet sebep olmuş olabiliriz. Hayatta en acı kendi hatalı davranışlarımızın ve tutumlarımız yüzünden kendi kalbimizi kendimizin kırmasıdır.

Şimdi şöyle dediğinizi duyar gibiyim; ben neden kendi kalbimi kendim kırayım ki… Haklısınız kendi kalbimizi kendimiz kırmak istemeyiz ama bazen farkında olmadan kendimize en çok zararı kendimiz veririz. Gelin beraber bakalım acaba nerede hata yapıyoruz.

Kimsenin sizi yargılamalarına ve yok saymalarına izin vermeyin

Hayatta her insan bir kitaptır ve aslında bir birbirine benzese de yaşadıkları; yinede her deneyim kişiye özeldir. Bundandır hiç kimse sizi tam manasıyla anlayamaz, hissettiklerinizi tam olarak algılayamaz. Birey olarak kendi kişiliğinize en büyük sorumluluğunuz; kendi duygularınıza, ne hissettiğinize önem vermek ve çevremizdekilerin de önem vermesini sağlamaktır.

Etrafınızdaki insanların sizi yok saymasına, yargılamasına ve kendinizi suçlu hissetmenize izin verdiğiniz sürece onlarda kalbinizi kırmaya devam edecektir. Sizi anlamayan, anlamaya çalışmayan ve hayatınıza saygı duymayan kişilerden uzak durmak belki de en iyi çözümdür. Onlara vereceğiniz en güzel cevapsa

Mevlana‘nın şu sözü olabilir:

”Benim hayatımı yargılamadan önce, Benim ayakkabılarımı giy ve Benim geçtiğim yollardan, sokaklardan, dağ ve ovalardan geç. Hüznü, acıyı ve neşeyi tat. Benim geçtiğim senelerden geç,
benim takıldığım taşlara takıl. Yeniden ayağa kalk ve Aynı yolu tekrar git, benim gittiğim gibi. Ancak ondan sonra, beni yargılayabilirsin..” Hz. Mevlana

Sizi gerçekten sevenlere önem verin

Sevdiklerimiz yanımız da ve bizimleyse; çok fazla onların varlığında haberdar olmayız. Olsak da Genelde kişiler kendisini sevenlere ve değer verenlere karşı daha ilgisiz olma eğilimindedir, onları zaten beni seviyor diye düşünerek emek harcamamaya, sevgisini göstermemeye başlar. Sevdiklerine vermesi gereken sevgiyi, zamanı, kendisini başkalarına sevdirmek için harcayanlar kendi kalp kırıklıklarını maalesef kendileri hazırlarlar. Eğer ki yarın başımıza ne geleceğini bilmiyorsak size tavsiyem sizi sevmeyenlerin peşinde koşmaktansa, sizi sevenlerin kıymetini. Her şey için çok geç olmadan. Sevgi emek ister. Sizi sevenlere sanki her saniyeniz son zamanlarınızmış gibi değer verin. Bu sizin kendi kırdığınız kalbinizin en güzel tamiridir.

Egonuzu duygularınızın önüne geçirmeyin

Her zaman haklı olmak sizi eder mi? Doğru cevap ”HAYIR” bazen haklı olmak bizi mutlu yapmaz. Bunu bildiğimiz halde belki kendimizde defalarca gözlemlememize rağmen oldukça sık yaptığımız bir hatada; sadece üstün olmak, haklı çıkmak için duygularımızı yok sayıp egomuza yenik düşmektir. Aslında hayat egolarımızdan kurtulduktan sonraki gerçek hislerimizdir ve yaşama bakış açımızdır. Sırf gurur, kibir ve üstünlük hissi yüzünden hayatta gerçek ilişkileri, dostlukları kaybeden ve kendi kalbini kendisi kıran birçok insan vardır. Her durumda, ego ile mi yoksa gerçek hislerinizle mi davrandığınızı bilin kendinizi dinleyin. Egodan sıyrıldıkça gerçek olan mutluluğa kavuşacağınıza emin olun. Karşınıza çıkan her negatif durumla mücadele ederek egonuzu güçlendirmek yerine, bazen duyguları dinleyerek seyirci kalmak size çok şey kazandıracaktır. Hayatla savaşmayı bırakım. Bazen en büyük çözüm hiç bir şey yapmadan hayatı izlemek ve olduğu gibi kabul etmektir.

Negatif insanlardan uzak durun

Atalarımız ne güzel söylemiş ”Arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim”.

Kişiliğiniz, yaşam şartlarınız, standartlarınız ne olursa olsun her insan çevresinden etkilenir. İlişki kurduğunuz, beraber hayat sürdüğünüz ve vakit geçirdiğiniz, insanları doğru seçmek bu yüzden çok önemlidir. Etrafınızdaki insanlar negatifse, kötü ilişkiler yaşıyorlarsa ve içlerinde mutluluk yerine mutsuzluk besliyorlarsa mutlaka size de yansıtacaklardır. Size iyi gelmeyen kişilerle ilişki kurmayı bırakın, bu kalp kırıklığını önlemenin en iyi yoludur. Sizi motive edip hayatta sizi destekleyen, hayat enerjinizi arttıran ve mutlu bir yaşama götüren pozitif kişilerle birlikte olu .

Sevgileri acele harcamayın

İyi bir ilişki ve birlikte planlanan, iki tarafın birbirinin geçmişini kabul ettiği, birbirini desteklediği ve gelecekle ilgili cesaretlendirdiği ilişkidir. İşte bu yüzden sevgi de aşk da aceleye gelmez, her ilişki aşk olamaz ve her yaşananı aşk sanarak teslim olmak kalp kırıklığı yaratır.

Hayatınızdaki ilişkilerin size ne kattığına önem vermelisiniz, aşk adına sıradan ilişkiler, duygusuz temaslar kurmamalı, kendimize ve geleceğimize zarar verecek daha fazla kalbimizi kırmamıza sebep olacak hatalara girmemeliyiz. Ve gerçek sevgiyi bulduğunuzda değerini bilmelisiniz.

Hayatınızdan çıkmak isteyenleri zorlamayın

Elbette bitmesini istemediğinizi bir ilişkinin ya da evliliğinizin boşanmayla bitişini kabullenmek ve sevdiğiniz insanı unutmak acı vericidir ama onu kalmaya ikna etmeye çalışmak, bitişe direnmek emin olun daha da acıdır. İlişkiler bitebilir, evet hiç istenen bir sonuç olmasa da evlilikler boşanmayla bitebilir ve insanların duyguları değişebilir. Bunu kabullenmek, acı da olsa asaletin ve olgunluğun gereğini yaparak bitmesine izin vermek gerekir. Ancak böyle kendinize olan saygınızı muhafaza edebilir ve yeni bir hayata şans verebilirsiniz. Bitirmemeye çalışmak hem gururunuzu hem de kalbini daha fazla kırar. Geçici çözümler çözüm değildir unutmamak lazım.

Eleştirileri dinleyin olumsuz olsa bile

İnsanların sizi yok saymasını kabul etmek kadar tehlikeli bir durum insanlardan gelen eleştirileri yok saymaktır. Bazen bizi dışarıdan bakan insanlar daha net görebilir, bizim farkına bile varmadığınız kör noktaları karşıdan tarafsız bakan bir göz daha iyi analiz edebilir. İstisnai kötü niyetli durumlar dışında hakkınızda yapılan eleştirilerin mutlaka bir doğruluk payı vardır, hele de birden fazla kişi tarafından yapılıyorlarsa… Bu eleştirileri dikkate almamak, kendinize dönerek bir öz eleştiri süzgecinden geçirmemek hep aynı kalmanıza ve aynı hataları tekrar eden bir kısırdöngü içerisinde tıkanmanıza neden olur. Kendi kalbinizi kırmamak için kendinizi pozitif yönde değiştirmeli, insanların sizinle ilgili gözlemlerine önem vererek kendinizi yenilemelisiniz. Eleştirilerin rahatsız ettiği noktada uzman birinden yardım almak da fayda vardır.

Sevgiyle kalın… www.interaktifdanismanlik.com

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir