Karı-Kocaya Cenneti Kazandıran Anlayış Nedir?

Karı-Kocaya Cenneti Kazandıran Anlayış Nedir?

Karı-Kocaya Cenneti Kazandıran Anlayış Nedir

Cenneti Kazandıran Evlilikten Daha Güzel Ne Olabilir?

Bediüzzaman Hazretleri:
“Kadın ve erkek ortasında gayet esaslı ve şiddetli münasebet, muhabbet ve alaka, yalnız dünyevi hayatın ihtiyacından ileri gelmiyor. Evet, bir kadın, kocasına yalnız dünya hayatına mahsus bir hayat arkadaşı değildir. Belki ahiret hayatında dahi bir hayat arkadaşıdır.

Hem yalnız gençlik ve güzellik zamanında değil, ihtiyarlık ve çirkinlik zamanında da dahi o ciddi hürmet ve muhabbetini ona hasretmesi, insanlık gereğidir. Yoksa pek az kazanır, pek çok kaybeder.”

Aile içinde kadının anlayışından bir örnek vermek gerekirse;

Asmaî anlatıyor:
Çölde gidiyordum. Bir çadırın önünde karı-koca gördüm. Hanım dış görünüş bakımından güzel, adam ise çirkin hem de fakir. Yaklaşıp imtihan yollu bir soru sormak istedim. Dedim ki “Hanımefendi, ne şansız biriymişsin sen. Baksana böylesine güzelliğe sahipken böylesine çirkin ve fakir birine düşmüşsün?”

Kadın dudaklarını bükerek bana şöyle acı acı baktıktan sonra dedi ki: “Sen ne kötü adammışsın ki böyle yuvamızı yıkacak sözler söylüyorsun. Bilmiyor musun ki benim evliliğimde bütün salahiyet benim elimde değildir. Kaderin hissesi vardır. Kader asla zulmetmez. Böyle hükmetmişse münasip olanı böyledir. Sen diyebilir misin, “Hanım, kader bu adamla evlendirmiş; ama yanlış yapmış, sana zulmetmiş”

Asmaî diyor ki: “Diyemem” dedim. “Kaderin zulmettiğini söyleyemem. Elbette kader adildir. Hükmünde zulüm olmaz.”
Öyle ise dedi söyle bakalım. Gerçekten de ben iyi biriysem beyimin de iyi biri olması muhtemeldir ki kader benim gibi iyi birini nasip eylemiş ona. Doğru değil mi bu?

Hanım, bundan sonra da şunları ilave ederken sözlerine: “Şimdi bana düşen, kaderin yazdığı bu yazıya razı olup müşterek hayatımızı cenneti kazanacak şekilde yaşamaktır. Ben beyim de ki olumsuzluklara sabredersem, beyim de benim gibi iyi birine sahip olduğuna şükrederse, ikimizde cenneti kazanmış oluruz. Cenneti kazandıran evlilikten daha güzel ne olabilir?

Asmaî bunları anlattıktan sonra diyor ki: “Yuvayı dişi kuş yapar, derler. Ben buna gönülden inandım. Çadırın önündeki bu hanım öylesine bir yuva yapma dersi vardi ki ömür boyu unutamam onun sözlerini.”

Evet Müslümanlarda evliklik böyle şekillenir. Böylesine sağlam bir inanç ve anlayıştan sonra yıkılır mı aile?
Zaten Batılılar da “Müslüman toplumda aile çok sağlam, nesil de kolay kolay bozulmuyor bu yüzden” diye düşünürken, medya ne kadar cazip görüntüler sergilerse sergilesin, kötü kimseler ne türlü telkinlerde bulunursa bulunsun, bütün mesele bizi biz yapan kültürümüze bağlı kalıp aileyi ayakta tutan ölçülere sadık kalmakta.

İsterseniz bir de aile içinde beyin anlayışından bir örnek verelim.

Ebülleys anlatıyor:
Alimin birinin hanımını çenesi çok düşük, kendisi de beceriksizdi. Ona, “Ne tutuyorsun bunu, bırak gitsin.” dediler. Şöyle cevap verdi: “Bırakırsam ikimiz de kaybederiz. O kaybeder. Çünkü benim gibi sabırlısını bulamaz. Ben kaybederim çünkü sabrım sebebiyle kazandığım bu sevabı bulamam.” 

Bir ailenin hanımı öyle beyi de böyle düşünürse elbette bu aile yıkılmaz, yuvasında yeller esmez. Asırlar boyu ayakta durur bütün menfi telkin ve teşviklere rağmen.

Kaynak:Yeni Aile İlmihali ve Müslüman Hanımın El Kitabı

 

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir