Hisler Her Zaman Doğruyu Söylemez!

Hisler Her Zaman Doğruyu Söylemez!

Hisler Her Zaman Doğruyu Söylemez!

Bir günün içinde aklımızdan binlerce düşünce geçer. Biz bu düşüncelerin birçoğuna dikkat etmeyiz ve diğer şeyleri düşünmeye devam ederiz. Birçok düşünce aklımızdan gelip geçerken bazı düşünceler bizler için anlamlı olan duyguları hissetmemize neden olurlar ve bu noktada duygularımızın yoğunluğu devreye girer. Bu yoğunlukla hislerimize neden olan düşücelere odaklanmayarak sonuç olan duyguya dikkat eder ve bu his ile yaşamaya başlarız.

Örneğin bir arkadaşımız buluşmaya saatinde gelmediğinde aklımızdan “benimle buluşmayı önemsemiyor” gibi bir düşünce geçebilir ve bu bizim mutsuz hissetmemize neden olabilir. Aynı olayda “acaba başına bir şey mi geldi?” diye düşünürsek hissimiz kaygı olabilir ya da düşüncemiz “bana bir sürpriz yapacak” olsa duygumuz mutluluk olabilir. Bu örnekte de olduğu gibi yaşam olayları aynı olsa bile o olaya dair düşüncelerimiz duygularımıza yön vermektedir.

Herhangi bir olay üzerine ne düşündüğümüzü farketmeden hislerimize odaklandığımızda hissedilen duygu büyümeye başlar, günümüze hatta hayatımızın bir kısmına hakim olabilir. Belli bir duygunun yaşamda ağırlıkla hissedilmesi psikolojik problemleri beraberinde getirebilir.

Hisler Her Zaman Doğruyu Söylemez!

Olayların sadece iyi taraflarını düşünmek

Birçok kişi yaşanan olayların iyi tarafını düşünmenin bizleri daha mutlu edeceğini söylemektedir. Peki, sadece pozitif düşüncelere odaklanmak gerçekten kişinin sorunlarını çözmede yararlı olabilir mi? Maalesef hayır. Yaşanan deneyimler üzerine sadece pozitif yorumlarda bulunmak yaşamda yanlışlar yapmamıza neden olduğu gibi bizim bir noktada yanılmamızı sağlayabilir. Çünkü hepimiz hayatta zor deneyimler yaşayabilmekteyiz ve bu zor deneyimleri yok sayarak pozitif düşünmeye çalışmak kendimizi kandırmak olabilir. Yaşanan olayları yok sayarak bastırmak oldukça tehlikelidir. Çünkü bastırılan her şeyin bir gün kontrolümüz dışında açığa çıkma riski bulunmaktadır.

Olaylara pozitif açıdan bakmazsak nasıl mutlu hissedebiliriz?

Gerçeği görmeye çalışarak! Terapilerde terapist ve danışan işbirliği içinde gerçeği bulmayı hedefler. Danışanın yaşadığı olayı nasıl yorumladığını farketmesi ve bu yorumun gerçekliğini test edebilmesi terapideki en önemli noktadır.

Arkadaşının görüşmeye geç kalması üzerine “beni önemsemiyor” yorumunda bulunup mutsuz hisseden kişi duygusunun yoğunluğundan sıyrılıp “beni önemsemiyor olduğunu destekleyen geçmişte yaşanmış neler var, beni önemsediğine dair herhangi bir kanıtım var mı, beni önemsememe ihtimali gerçekte ne kadar” gibi düşüncelerle olayı objektif şekilde test ettiğinde baştaki duygusu değişebilir ya da yoğunluğu azalabilir. Test sonucunda ulaşılan sonuç yine de negatifse, bunun sonucunda hissettiğimiz mutsuzluğu yoğun şekilde yaşamanın yanında bunun için neler yapılabileceğinin düşünülmesi problemin çözülmesinde çok daha yararlı olacaktır.

Terapi desteği almak için:
Ayşenur Moral
0541 500 70 11
www.nisantasipsikoloji.com
(Merkezimizde yetişkin, çocuk ve aile terapisi desteği sağlanmaktadır.)

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir