Boşanma ve Biyolojik Yaş Sendromu Birleşirse!

Boşanma ve Biyolojik Yaş Sendromu Birleşirse!

Boşanmalarda Biyolojik Yaşın Etkisi

Boşanma süreci çok ciddi bir süreçtir. Yıpratıcı ve aynı zaman da nedenini tam çıplaklığıyla belki kendinizin de bilmediği fakat bilseniz dahi özellikle başından boşanma geçmeyen birilerinin anlayabileceği türden bir süreç değildir. O yüzde kişiler bu süreç de tarafsız ve kendisini yargılamadan dinleyebilecek bir uzmandan yardım alma gereksinimi duyarlar. Özellikle bu süreç biyolojik saat ilerlerken biten ilişkiler için, kadın erkek demeden her ikisini de; ikili bir sendroma sürükler. Bir yandan yaş ilerlemesinden dolayı çocuk sahibi olamama korkusu ağır basarken bir yandan da yürütülemeyen ilişki. Evlilikleri bitirmek, böylece daha zor ve daha can acıtıcı bir hal alıyor.

Boşanma kararını veren kadınlar;
Genellikle boşanmaya karar veren taraf kadınlar olmasına rağmen, yine de kadınların daha fazla zorlandığı görülüyor. Kadınlar için düzen hayatlarında vazgeçilmez bir alışkanlıktır. Hem düzen olarak yeniden sıfırdan bir hayata başlama korkusu, hem de yaşın kırklı rakamlara yaklaşması çocuk sahibi olmak için geç kalmışlık korkusuna karışınca, kadınların ellerini kollarını bağlıyor. Ve ne yapması gerektiği noktasında kararsız kalabiliyor. Bir çok kadın sırf bu korkular sebebiyle, bazen mutsuz bir evliliğin içerisine kendisini hapsetmeyi seçiyor. Fiziksel ya da sözlü şiddet görmeyi bile yalnızlıktan daha iyi görebiliyor ve kaderim diyip boyun eğiyor. Sırf yalnız kalmaktan korktuğu veya hayal ettiği çocuk fikrine, kavuşma isteği ve düşüncesi, sevmediği sevilmediği ve hatta bazen insani muamele görmediği bir hapishanede, yaşamayı tercih ediyor.

Boşanma kararını neden verdiğini unutmamak lazım;
Başka bir kadın ise daha cesaretli davranıyor. Boşanmayı ve beraberinde gelen zorlukları kucaklıyor. Daha mutlu bir gelecek için bir seçim yapıyor. Fakat sonrasında neden boşandığını unutuyor, korkular ağır basıyor. Bunun kendi doğru seçimi olduğunu unutup, yalnızlığa mahkum hissediyor kendini. Yaşın ilerlemesi gerçeğiyle yüzleşip, gelecek hayalleri kurduğunun, çocuk sahibi olma arzusunun, ne kadar bastırsa da geçebilecek bir şey olmadığının farkına varıyor ve yalnızlığa dayanamıyor. Fakat dediğim gibi yaşın ilerleme korkusu ona yanlış tercihler yaptırtabiliyor. Bu defa gelişigüzel ilişkilerle oyalanmaya, yüzeysel paylaşımlarla günü geçirmeye çalışıyor. Oysa hayatını değil sadece vaktini paylaşabiliyor aslında çok yabancı bu insanlarla. Gerçek duygu barındırmayan her ilişkinin, onu kendisine yabancılaştırdığının, duygusal yıkımlara sürüklendiğinin çok geç farkına varıyor.

Hayatı olduğu gibi kabul edin;
Hayatı aslında olduğu gibi kucaklamayı öğrene bilsek şunun farkına varacağız. Kapanan her kapının, biten her dönemin hayatımızda yeni bir dönem ve beraberinde yeni kapılar açtığını, çoğu zaman güzel sürprizlerle tecrübeler getirdiğini göreceğiz. Bazen hayatımızı kara bulutlar gölgelemişken, o kara bulutlar dağılır sıcacık bir gün ışığı süzülüverir penceremizden hayatımızın içine. Yeter ki buna inancımızı kaybetmeyip ve hayatımız da karşılaşacağımız fırsatlara karşı gözlerimizi açık tutabilelim.

Hayat hediyedir;
Tabi ki boşanmak kolay değildir. Ama hayat bu,Hayatı her şeyi ile kabul edip karşılamak lazım. Bazen mutsuz bir evliliği sonlandırmak, hayat kurtaracak bir karar olabiliyor. Şu bir gerçek ki her ev “yuva” değildir. Daha huzurlu ve mutlu olmak için bir ilişkiyi bitirmek, aslında yeni bir hayata başlamak demektir. Hayatımızda aldığımız her kararın artıları ve eksileri olduğu gibi, yalnız bir yaşama başlamanın da zorlukları var elbette olacaktır. Fakat unutmamız gerekir ki hayat tahammüllerle ve zoraki ilişkilerle harcanmaması gereken bir hediyedir.

Boşanmak son çare;
Elbette boşanmak son çare olmalı evliliklerde. Elimizden geleni yaptığımızdan, denenebilecek her çözümü denediğimizden emin olmanın iç huzuru olmadan alınacak bir karar değil sizi daha sonradan pişman edebilir. Tabi ki şiddettin, bağımlılıkların olduğu evlilikleri ayrı tutuyorum. Ancak, elimizden gelen yetmiyorsa, denenecek başka çözüm kalmadıysa eğer, kendi hayatımıza bir şans vermektir boşanma kararı. Ve biyolojik yaşından ötürü çocuk için geç kaldığını, düşünen kişiler de mutsuz ve huzursuz ortamda nasıl bir çocuk yetişeceğini düşünmeye davet ederim. Yeni hayat ve yeni gün için tedirgin de olsak; hayatın bize getirdiklerini cesaretle karşılamakta ve en önemlisi kendimize üzülme hakkını vermekte fayda vardır. İnsanız kederleneceğiz ,üzüleceğiz, ağlayacağız ama ayağa da kalkacağımızdan da emin olacağız.

Hayatta karşılaştığımız her şey biz insanlar içindir. Yaşanan bütün üzüntüler ve yalpalamalar da bizi biz yapar.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir