Amentü, İman Ettim

Amentü, İman Ettim

Amentü Duasının Anlamı

Daha önce burada ‘Kaldır Üzerine Örttüğün Örtüyü’ diye bir yazı yazmıştım. Bugünlerde o yazıyı yazmama vesile olan olayı daha çok hatırlıyorum. Kısaca hatırlatmam gerekirse uçakta küçük oğluna uyumadan evvel ve uyandıktan hemen sonra okunması gereken oldukça uzun duaları sesli bir şekilde söyleyip tekrar ettiren bundan hiçbir gocunma duymadan aksine gurur duyan Yahudi babadan bahsediyordum.

Bugünlerde bunu çok sık hatırlıyorum çünkü Temel Dini Bilgiler dersine girdiğim sınıflardan birinde iman konusunu anlatırken ‘âmentü’ dedim ve şaka olarak sordum ‘bilmeyen var mı ‘âmentü’yü?’… sınıfın yarısından çok daha fazlası elini kaldırdı. Hayret içinde kaldım, girdiğim diğer sınıflarda da bu soruyu sormaya devam ettim. Her seferinde biraz daha hayret ettim. Her sınıftan biraz daha üzülerek çıktım. Bakın İsmet Özel şiiri olan amentü’den bahsetmiyorum; Arapça ‘iman ettim’ anlamına gelen ‘âmentü’, bir Müslüman olarak nelere iman ettiğimizi sıraladığımız duadan bahsediyorum. Nasıl oluyor da Müslüman gençler tarafından bilinmiyor.

Amentü Duasının Anlamı

Ben imam hatipteyken bizden ‘âmentü’yü ezberlememizi istediklerini hatırlamıyorum, ancak amentüyü bilmeyen birisinin olduğunu da sanmıyorum. Çünkü bu duanın ilk ezberlenmesi hatta anlamını anlata anlata öğretilmesi gereken bir dua olduğunu düşünüyorum. Nitekim benim çocukluğum için öyleydi de.

Yazının başında bahsettiğim anıyı hatırlamamın nedeni de burada işte; çünkü bütün eğitim türleri gibi dini eğitim de ailede başlıyor. Bu çocukların ciddi anlamda dini bilgi eksiği var. Evet, kabul ediyorum öğrencilerimin 1998-1999 doğumlu çocuklardan oluştuğunu göz önünde bulundurduğumda Türkiye’nin hangi utanç dönemine denk gelen bir çocukluk geçirdiklerini görebiliyorum. Yakın zamana kadar ilkokul öncesi veya ilkokul dönemindeki çocukların dini eğitim alabilecekleri bir yer bulmak çok zordu. Televizyonlarda bizim inandığımızdan farklı hikayeleri izleyerek büyüdüler, hatta henüz büyümeden internet denilen uçsuz bucaksız bir âlemin içine düştüler. Doğru yanlıştan hakkı batıldan helali haramdan vs. ayıran manasına gelen Furkan isminin en yaygın olduğu kuşak fakat üzülerek söylüyorum ki aynı zamanda doğruyu, helali, hakkı öğrenmeden, İslam’ı öğrenmeden televizyonda, internette, sokakta ne gördülerse, duydularsa inanarak yetişmiş bir kuşak.

Böylesine kaygan bir zemini olan, inanca bile yasak getirilebilindiği bir ülkede ailelere düşen dini ve ahlaki eğitim görevinin daha fazla olduğunu kabul etmeliyiz. Çünkü bir öğretmen olarak yahut bir Müslüman olarak ben uyarmaktan sıkılmam ama kızlara pantolonlarının üzerine uzun hırka/tunik her ne ise giymesini söylemesi gereken kişi annedir, abladır yahut babadır. Erkeklere… Üzgünüm ama erkek evlatlarınızı eğitmede çok daha gevşek davranıyorsunuz sevgili ebeveynler. Helallerin ve haramların onlar için de eksiksiz fazlasız eşit olarak geçerli olduğunu unutmayalım.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir