Hayatınızın farklı dönemlerinde benzer ilişki kalıplarına girdiğiniz oldu mu? hayatınıza hep benzer ilişkilerimi çekiyorsunuz?

Hayatımıza çektiğimiz kişilerin benzerleri, çocukluğumuzdaki anne baba olan ilişkimize daha doğrusu anne-babanın arasındaki ilişki bizim için bir kalıp halini alıyor. Yani erkek kadın ilişkilerine ait bir model oluşturuyorlar. Yetişkin birey haline geldiğinde ise farkında olmadan aynı modeli tekrar ediyoruz. Aynı modeli arıyoruz yada bazen kaçtığı ilişki modellerini yaşarken kendimizi bulabiliyoruz.

Hayatımıza Çektiğimiz İlişkileri Ne Belirler?

Mesela babası annesine şiddet gösteren bir kız çocuğunu düşünün; babası annesine sözel şiddet, fiziksel şiddet, hatta bazen yalnızca sözel şiddet bile yeterli, babası annesini sürekli aşağılıyor diyelim.

Küçük bir çocuğun zihninde düşündüğü şu olur annem babam birbirini sevmeli ki ben güvende olayım. Her çocuk anne babasının birbirini sevdiğine inanmak ister. Peki nasıl bir kalıp oluşur dersiniz bilinç altında bu küçük kız çocuğunun? ”Sevgi=şiddet” Ve bu kız çocuğu büyüyor genç bir kız oluyor, ”Ben sevgi istiyorum” diyor. Hayatına bir erkek çekiyor. Sizce nasıl bir erkek çekecek?

Eğer sevgi=şiddet ise elbette kendisine şiddet gösteren birini çekecektir. Bir çok kere belki şahit olmuşsunuzdur. Filmlerdeki, romanlardaki romantik aşklara benzer, bir sevgi hayal ederken böyle bir ilişkiyi kendine çeken genç kız diyor ki ”Ama ben böyle bir ilişki istememiştim. Ben sevgi istemiştim” der ve bir şekilde ilişki sonlanır. Gerçek sorun görmezden gelindikçe de ikinci, üçüncü, dördüncü…. diye yanlış ilişkiler kısır döngü halinde devam edip duruyor.

Yürümeyen, Tadı Tuzu Olmayan İlişkiler

Her zaman yukarıda bahsettiğim örnek kadar, bariz olmayabilir yaşananlar. Bazen de şiddet yoktur, tartışma yoktur fakat ilişkiler yürümez evet ilişki vardır ama ‘ne tadı vardır, ne de tuzu’…

Yürümeyen ilişki ne demektir? Kişiye doyum vermeyen, beklentilerini karşılamayan ya da sadece kişinin çaba göstermesi sayesinde devam zoraki ilişkilerdir. Burada sorulması gereken soru şu; neden kişi kendisine doyum vermeyen ilişkiyi sürdürür? Neden kendini insan tek başına belki mutlu olacakken iki kişilik yalnızlığa mahkum eder?

Sorunun yanıtı; birincisi kadınlar özellikle erkekleri değiştirebileceklerini sanıyorlar. Bir ilişkiye başlarken kadınlar genelde, hayatına aldığı erkeği değiştireceğini umut ederken, erkek ise hayatına aldığı kadının değişmeyeceğini umut ederek ilişkiye başlıyor. Genelde de bunun tam tersi olur.

İkincisi ise bir çok kadın; ”Bu ilişkiyi de sürdüremezsem yalnız kalacağım” düşüncesine sahiptir.
Fakat yürümeyen ilişkiler tek taraflı yürüyemez. Ne değiştirme çabası işe yarar ne de yalnız kalma korkusu.

Tek Gerçek Çözüm; Kişinin Kendisini Değiştirmesi

Kişinin karşındakini kişiyi değiştirmek ile uğraşmak yerine kendisini değiştirmeye çabalaması tek gerçekçi çözümdür. Yani kendine karşı saygı duymayı başarmalı, kendisinin değerini bilmesi, kendisini geliştirmesi, bilinç altının farkında olması, ne tür kalıplar var iç dünyasında bunlara odaklanmalı farkına varmalıdır.

Çünkü tekrar ettiğimiz her şey daima bilinç altımızdan kaynaklanır. Başlangıç olarak da sorumluluğu üstünüze almalı ve ”Ben yürümeyen ilişkimi nasıl çözüme ulaştırırım?”, ”Yürümeyen ilişkilerden neden kopamıyorum?” gibi sorularla, değişimi başlatıp, kişinin gerçek sorunu çözmesi gerekir.

Nedir seni ürküten? Bu ilişki içinde aldığın doyum nedir? Bu ilişkiyi terk ettiğinde ortaya çıkan tabloda ne seni korkutuyor? Neyi kaybedersin, neyi kazanırsın? Bu soruları sorgulamaya başladığınızda kendi eksikliklerinizin de farkına varmaya başlayacaksınız. Ve eğer değişim gerçekten istiyorsanız, bu eksiklikleri tamamladıkça göreceksiniz ki ilişkilerinizin gidişatı da, hayatınıza çektiğiniz insanın farkındalığı da değişecektir.

Online Yaşam ve İlişki Koçluğu Hizmetleri üzerine ayrıntılı bilgi almak için www.interaktifdanismanlik.com ‘u ziyaret edebilirsiniz.