Yaşlılık Yaşamın Bir Parçasıdır

Yaşlılık Yaşamın Bir Parçasıdır

Yaşlılık Yaşamın Bir Parçasıdır

Yaşlılık fizyolojik bir süreç olup kişinin fiziksel, fonksiyonel ve ruhsal becerilerini geri dönüşümsüz olarak kaybetmesidir. Hastalık değildir. Doğma, büyüme, olgunlaşma gibi yaşamın bir parçasıdır.

Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı tanımlara göre yaşlılık sınırı 65 yaştır. Türkiye’de 2015 yılı itibariyle 6 milyon 495 bin 239 kişi 65 yaş üzeridir. Bu süreç ömrümüz yeterse hepimizi bekleyen uzun, zor bir tecrübedir. Çünkü yaşlanmayla birlikte vücut sistemlerimizde birçok değişiklik meydana geliyor.

Yaşlılık dönemine hastalık diyemeyiz, ancak bu dönemde meydana gelen değişimler birçok hastalığı beraberinde getiriyor.

Neler mi oluyor vücutta?

  1. Kalbin boyutu küçülür ve kalpten pompalanan kan miktarı azalır.
  2. Kalp ve damar çevresinde yağlanma olur, damarların yapısı bozulur.
  3. Akciğerlerin esneme yeteneği azalır, nefes alıp-verme işlemi zorlaşır.
  4. Solunum kaslarının gücü azalır.
  5. Kas kuvveti azalır.
  6. Sinirlerin kaslara uyarı götürmesi yavaşlar ve uyarılara daha yavaş tepki verilir.
  7. Eklem kıkırdaklarındaki tahriş artar.
  8. Beyindeki sinir hücreleri kendini yenileyemez ve yaşla birlikte sayıları azalır.
  9. Sindirim sistemi yavaşlar.
  10. Boşaltım sistemlerinde bozulmalar meydana gelir.
  11. Vücudun insülin direnci artır.
  12. Deri esnekliğini kaybeder.
  13. İşitme ve görme kaybı olur.
  14. Duyu bozuklukları görülür.
  15. Denge kaybı yaşarlar.
  16. Unutkanlık ve hafıza kaybı olur.

Yaşlılık Yaşamın Bir Parçasıdır

Bu saydıklarım meydana gelen değişimlerin sadece bir kısmı. Tüm sistemler yaşlanma sürecinden nasibini alır. Sonucunda hipertansiyondan diyabete, kalp yetmezliğinden kireçlenmeye, bel-boyun fıtığından alzheimere kadar çok geniş bir hastalık tablosuyla karşılaşırlar. Ayrıca yaşla birlikte çevrelerindeki insan sayısının azalması, çocuklarının torunlarının uzakta olması ve bu problemlerden dolayı kendilerini yetersiz görmeleri psikolojik süreçleri de beraberinde getirir.

Eminim ki herkesin çevresinde ‘yaşlı’ kategorisine giren birileri vardır. Onları dinlerken, onlarla ilgilenirken aklınıza bu problemler gelsin. Onların elinde olan bir süreç değil. Bu yaşamın bir gereğidir.

Ayrıca mesleklerimizi icra ederken de bu süreçleri hep göz önünde bulunduralım. Mimar tasarladığı yapılarda yaşlıları da düşünsün ki onların hayatını kolaylaştırsın. Uzun uzun merdivenleri yaşlıların çıkamayacağını, kaygan bir zeminde yürümenin bir yaşlı için çok da kolay olmadığını hatırlasın. Aşçı yaptığı yemeklerde yaşlıların sindirim sistemlerinin bozulduğunu bilsin. Tasarımcı kıyafet tasarlarken bu insanların dengelerinin bozulduğunu, kas kuvvetinin azaldığını ve kıyafet giymek gibi basit bir işin aslında onlar için çok da kolay olmadığını aklına getirsin. Sağlık çalışanı zaten bunları biliyor, ancak iş temposunda akıldan çıkabiliyor. Sağlık problemleri için bize başvuran yaşlılarımıza bir problem de biz olmayalım. Onların işlerini elimizden geldiği kadar kolaylaştıralım.

Bir gün bizde yaşlanacağız, belki hayat şartlarının zorlaşmasından dolayı bu süreçleri daha ağır yaşayacağız. Empati kurmak size bu konuda doğru yolu gösterecektir. Onlar bizim başımızın tacı, onları üzmeyelim.

Daha sağlıklı bir yaşam için profesyonel destek almak isterseniz humeyraekiz@hotmail.com ‘a e-posta gönderebilirsiniz.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir