Müslüman mısın, Mümin mi?

Müslüman mısın, Mümin mi?

Müslüman mısın, Mümin mi Esra Demir

Müslüman olmak kolaydır. Kelime-i şahadet getirdikten sonra artık her insan O’nun safına geçmiştir. Ne mutlu ki bizler bu Nur’a doğuştan gark olmuş insanlarız. Belki de hiç bilmediğimiz ülkelerde hiç bilmediğimiz insan toplulukları habersizler İslam’dan. Bir de Avrupa’nın göbeğinde yaşayıp öğrenerek araştırarak Müslümanlığı seçen kardeşlerimiz var. Hidayete ermek yani doğru yolu bulmak dört şekilde olur Gazali’nin tabiriyle. Birincisi; Allah bahşeder gönüllere. İkincisi; Kuran yol gösterir. Üçüncüsü; Peygamberler aracılığıyla bildirilir. Ve dördüncüsü; insan kendi aklıyla bulur doğru olanı. Her insan Müslüman olarak doğar fakat ailesi veya bulunduğu devletin dinini alır, onu benimser. Buna istinaden Batı’daki insanların birçoğu Hıristiyan ya da Yahudi’dir. Bunlardan İslami seçenler ise akıl yoluyla araştırarak idrak ederek hidayete ermişlerdir. Onlar her dini araştırmış, içeriği kavramış ve mantıklarına uygun olana iman etmişlerdir. Bizler ise benimsenmiş bir dinin mensubu olarak yetiştik. Burada söylemek istediğim kıyastan ziyade biraz da idrak edebilmemizi sağlamak aslında. Biz, geçmişimize bakıldığında gerek medeniyet gerekse ilim, kültür, irfan bakımından dünyada öncü olan bir milletken nasıl bu hale geldik? Nasıl oldu da batıya özenmeye başladık? Nasıl oldu da onların boyunduruğuna girdik? O kadar ki tarihimizde yapılan ilmi ve dahi bir çok faaliyetteki üstün başarımızdan dolayı batılılar sırf bizleri alt edebilmek için okullar kurdu öğrenciler yetiştirdi ve ülkemize gönderdi. Çeşitli Arapça okulları açtılar Türkçeyi öğrendiler ki ülkemize yolladıkları casusların yabancı olduğu anlaşılmasın da bu ilmin kaynağı, temeli nedir, nasıldır öğrensinler diye. Biz böyle bir millettik işte. Biz örnektik. Hem dini hem ilmi hem de içtimai anlamda önderdik. Bizi bize düşüren ne oldu?

Müslüman mısın, Mümin mi Esra Demir

Bir şekilde bu hale geldik veya getirildik. Tarihi öğretmek değil amacım. Geçmişi böyle olan bir milletin günümüzde bu halde olması benim olduğu gibi birçok insanın da canını sıkıyordur eminim. Ben bunca yaşanan gerginliğin, anlaşmazlığın, uyumsuzluğun iman eksikliğinden olduğunu düşünüyorum. Çünkü Müslüman olmak ve iman etmek, mümin olmak farklı şeylerdir. Müslüman olmak, İslam dinine mensup kişiye denir. Ancak mümin; korkusuz, emin ve güvenli olmak; inanmak, güvenmek ve güvenilir olmak anlamındaki “e-m-n” kökünden türemiştir ve tasdik eden, itimat eden, inanan, boyun eğen, itaat eden; güven veren, emin kılan demektir. Müslüman iman ettim der, bunun bir sonraki mertebesi imanın gereklerini uygulayarak mümin olmaya çalışmaktır. Başta değindiğim gibi bizler Müslüman olarak doğuyoruz, zaten hak din olduğunu bilerek arkamıza yaslanıp araştırma zahmetinde bulunmuyoruz. Ama doğuştan bu şerefe nail olamayanlar önce araştırıyor, okuyor, bu din ne istiyor diye sorguluyor ve idrak ederek şerefleniyor. Ben adım gibi eminim ki ülkemizde daha Kuran okumayı veya Kuran’ı okumanın hikmetini bilmeyen birçok Müslüman kardeşimiz var. Tabii ki de kimsenin imanını ölçmek haddim değildir. Kul’un iman derecesi kendisi ile Allah arasındadır. Ancak kim ne derse desin Ramazan ayında içki içen, özgürlük adına nidalar atıp zinanın, haramın serbest bırakılmasını isteyen insanlardan da şüphe ederim. Allah’a, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Kazaya ve Kadere iman eden hiçbir Müslüman bunları meşrulaştıramaz. Müslüman değerlidir ve değerleri vardır. Bu konu tartışmaya açık da değildir. Bunu ben söylemiyorum Allah-u Teâlâ buyuruyor: “Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.” (Hücurat-13) Allah katında en değerli olanın O’na karşı gelmekten en çok sakınan olduğunu söylüyor Rabbimiz. İçki içmek Allah’a karşı gelmektir, zinaya yaklaşmak Allah’a karşı gelmektir, çıplaklık Allah’a karşı gelmektir. Karşı gelmektir çünkü bunları Allah bize haram kılmıştır. Yasaklamıştır ki bir bildiği vardır şüphesiz. Ki zaten bakıldığında bu yasaklara riayet etmeyenlerinde hali ortadadır. Ne edep var ne hayâ. Ahlak deseniz yerlerde. Allah bizim hayrımıza olan hiçbir şeyi yasaklamamıştır. O ancak ve ancak kullarının refahını sağlamak, onları cennetine almak için fırsatlar sunmuştur. Bunun kıymetini bilip bilmemekte biz acizlerin görevi. Rabbim bizlere ve ümmeti Muhammed’e rahmetiyle muamelede bulunsun ve milletimizi ıslah etsin inşallah…

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir