Yorgun günlere uyanırız çoğu zaman . Bir önceki günden gelen yükler , geçmişten bugüne gelenler , sırtımızda taşıdıklarımız , yapmamız gerekenler , yetişmek zorunda olduklarımız , trafiğe takılma hallerimiz , sınavlarımız , sorularımız , sorunlarımız ve daha bir sürü şey … İşte bu korkunç karmaşa arasında bir an için , sadece bir an için , zamanı dondurup , hem kendimize hem de etrafımıza baksak nasıl olurdu acaba ? Bunca tasayı taşırken boynumuzda bir manga gibi , aslında dermanın da , şifanın da yanıbaşımızda olduğunu atlıyor muyuz ?

Postmodern insan için hayat geçmişe göre artık çok daha hızlı ! Zaman akıyor ve insan baki olan ile fani olan arasındaki ayrımı karıştırıyor . Fani olan , baki misali hep daha öncelikli oluyor . Bütün gayretler , gösterilen tüm çabalar bugün ve bu dünya için olmasa bile , maruz kalınan tempo insanları bildiklerinden uzaklaştırıyor . Oysaki bugünün insanı için en güzel şifa kaynağı , tüm zamanlarda olduğu gibi , şüphesiz Kur’an-ı Kerim !

Esma-i İlahiye’nin habercisi , alemin tasviri , insanlara bahşedilen semavi bir şeriattır Kur’an-ı Kerim . Öncelikle belirtmek gerekir ki , Kur’an-ı Kerim , Allah’ın yüce kelamlarını kullarına sunduğu kusursuz bir armağandır . Bu nedenle bu yüce kelamı zikretmek şifaya da sebeptir . Arapça okunduğunda , o dilin mealini bilmeseniz bile , o anlam açılıverir zamanla … Okudukça anlamaya başlar insan . Okudukça iyileşir insan ! Kelimelerin sırrı kalplere dokunur . Her ayet muazzamdır , tıpkı kainat gibi !

Kur’an-ı Kerim , bizden önceki toplumlara nasıl doğru hitap etmişse , bu yüzyılın insanlarına da , tam isabet bir şekilde , doğru ve yalın ve de kusursuz olarak hitap etmektedir . Elbette ki bizden sonraki toplumlar için de yegane yol gösterici Kur’an-ı Kerim olacaktır ! Peki bu nasıl olmaktadır ? Binlerce yıl öncesinden , bu çağa kadar tahrifsizce gelen bir kitap bugünün insanını nasıl anlatabilir ? Bugünün insanı mutluyken , mutsuzken ve her halinde eline aldığı bu kutsal kitap ile dermana ulaşabilir . Çünkü Kur’an-ı Kerim , belli bir çağa ya da topluma gönderilmemiştir . Tüm toplumlar ve tüm zamanlar için en büyük rehberdir . Her asrın insanı , öyle ki , sanki Kur’an-ı Kerim o çağa ve o kavme indirilmiş zanneder ! Kur’an-ı Kerim , zaman , mekan ve fani olanın dışında bir kitaptır . Her çağda , muhakkak , o dönemin insanlarına söyleyecek sözleri vardır , dinleyemeyi bilene , kalbiyle okuyana , okuduğunu anlayana …

Kur’an-ı Kerim sadece okunması gereken bir kitap değildir , Kur’an-ı Kerim aynı zamanda yaşanması gereken bir kitaptır ! Mü’min olan her insan için , hayata ve ahirete dair her şey bu kutsal kitapta yazılmaktadır . Kur’an-ı Kerim’i okuyup , anlayan bir kimse , hayatta karşılaştığı olaylar karşısında şüpheye düşmez . Çünkü her şey açık ve net bir şekilde , kendisini okuyanlara sunulmaktadır . Kur’an okuyup da bedbaht olan bir insan henüz görülmemiştir . En’am Suresi (6 , 125 )’de şöyle buyurulur : ‘‘ Allah ( CC ) , iradesini iyi yönde kullanan kullarından kimin hidayetini murad ederse onun kalbine açıklık bahşeder . Kalbine genişlik ( inşirah ) verir . Kalbini İslam’a karşı akıcı hale getirir . Gönlünde itminan yaratır ve o insanı huzura kavuşturur . ’’ İnsanların gündelik can sıkıntıları yaşaması , panik atak diye bir hastalık tanısının konulması , her şey yolundayken bile depresif ruh hallerinin yaşanması , yaşama dair sonu gelmeyen bir tatminsizlik , tüm bunların sebebi insanın dünya gibi koskoca bir evrende yaşadığı bilinmezlik ve çaresizlikten kaynaklanmaktadır . Bu bilinmezlik ve çaresizliği çözen kudret mercii Kur’an-ı Kerim’dir . İnsan okudukça , öğrendikçe ve Allah’ın yüce kelamlarını yaşamına taşıdıkça içindeki bilinmezlik , belirsizlik , evrendeki o biçarelik hissi de silinir gider . Kur’an ezelden , ebedden bize gelen ve göğsümüzdeki o sebepsiz ağrıları dindiren Zemzem’dir . Gözlerimizdeki kasvetin yerine bahar çiçeklerini yerleştiren , tevekkül ile hayata dahil olmayı bildiren , zor zamanların sabrını , şükrünü bize anlatan , tüm bunların hepsine sebep , yüce Allah’ın kelamıdır !

Kur’an-ı Kerim , ilim ve fen ile uğraşan insanları şaşırtmaktadır . Çünkü bugün , insanların bulduğunu düşündüğü muhteşem keşiflerinin hepsi Kur’an’da apaçık anlatılmaktadır ! İnsanların psikolojik ve sosyolojik halet-i ruhiyelerinin tasvirlerini de yine ayetlerde bulmak mümkündür . Bu nedenle bilim insanları , 14 asır öncesinden , insanlara kainatın bilgisini veren bu kutsal kitaba karşı boyun eğmekten başka bir duruş sergileyememişlerdir , hatta gayrimüslim olsalar bile ! Bu kitap , sadece semavi bir dine özgü , dini bir kitap olarak algılanmamalı ve bu şekliyle sınırlandırılmamalıdır . Kur’an , beşere kainatı anlatan ilim , bilim , iman , takva , şifa kitabıdır .

Kur’an’ın semavi kelamının yanında , beşerin kelamının ne hükmü vardır … Huzuru arayana yol bellidir ! Çareyi arayana istikamet bellidir ! Yol hem gizlidir , hem de aşikar ! Okudukça , huzur imza atar kalplere . Sisler kalkar gözlerden , kalp ötelere uzanır … Okuyan gözlere sevginin mührü yazılır . Beşerin lüzumsuz sabırsızlığına karşı ona sabretmeyi öğretir . Bugünün , her şeyi parayla ölçen insanlarına , mükafatın her zaman maddi olamayacağını öğretir . Tüm dünyalık işlerimiz arasında , Cennet’ten gelen bir tınıyla , bize ahireti de hatırlatır elhamdülillah ! Her gün birkaç ayet okumak , rutin olarak yaptığımız gazete ya da dergi okumaktan çok daha kolay olsa gerek . Hayatımıza bu desturu bir disiplin olarak yerleştirdiğimizde dünya gözlere daha farklı gelmeye başlayacaktır . Bunu muhakkak deneyin derim ! İlahi sayfalarda dolaştıkça gözleriniz , bir el kalbinizden başlayarak iyileştirecektir sizi ! Madden ya da manen şifaysa niyetiniz faniliğimize dokunan bu ebedi kutsallık iyi gelecektir , bir deneyin ! Kur’an duadır , zikirdir , fikirdir , akli ve kalbidir , ahirette şefaatçimiz , bu dünyada şifahanemizdir ! Her gün birkaç sayfa , her gün birkaç ayet ve daimi bir huzur !