Elif Kavakçı Dallaslı Bir Modacının Markalaşma Hikayesini Anlatıyor

Elif Kavakçı Dallaslı Bir Modacının Markalaşma Hikayesini Anlatıyor

Modacı Tish Cox'un Görme Engelli Terziler İle Hazırladığı Tasarımları

Bu yazımda sizlerle, moda dünyasından güzel bir hikaye paylaşmak istiyorum. Dünyada tasarım yapan yüz binlerce modacı vardır her halde. Her tasarımcının farklı idealleri, farklı hayalleri vardır bu alandaki çalışmalarını geliştirmek için. Bir çoğu modacı olmayı küçüklüklerinden beri hayal etmişlerdir. Bazıları ise bu işi hobi olarak yaparlar. Bazıları da kendi istekleri doğrultusunda kıyafetler bulamadıkları için bu alana yönelirler. Ama modacıların ve moda markalarının bir çoğu bu endüstriye para kazanmak, büyük miktarda kar etmek amacıyla girerler.

Sizinle paylaşmak istediğim nadir karşılaştığımız güzel hikayelerden bir tanesi. Dallaslı bir modacının markalaşma hikayesi. Tasarımcı Tish Cox, bir zamanlar Dallas’ın mimari estetiği ile tanınmış evlerin bulunduğu Highland Park bölgesinde yaşayan bir ev hanımı imiş. Dallas sosyetesinin katıldığı bir kaç davete, kendi diktiği kıyafetleri giyerek gitmeye karar vermiş. Arkadaşları tarafından beğenilen kıyafetleri moda dünyasının tanınmış isimlerinden Conde Nast moda dergileri yöneticilerinden Andre Leon Talley ve tasarımcı Zac Posen tarafından da çok takdir görmüş. Böylece evinde bir kaç tasarımla başlayan moda serüveni 2010 yılında Cabana ismi ile ürünlerinin satıldığı mağazada 4,000 parçaya ulaşmış. Dallas’ta başlayan bu başarı kısa süre içinde bütün Amerika’ya yayılmış ve markasını uluslararası arenaya da taşımak isteyen modacı, üretimini arttırmak için ekibini büyütmeye karar vermiş.

Elif Kavakçı Dallaslı Bir Modacının Markalaşma Hikayesini Anlatıyor

Cox’un geçmişine baktığımızda belki buraya kadar anlatılanlar sıradan bir hikaye gibi gelebilir ama tasarımcının hikayesini farklı kılan özelliği ise onun işini büyütme aşamasında aldığı kararlar. Moda markalarının bir çoğu, işçilik daha uygun fiyata geldiği için ürünlerinin dikişini Çin, Bangladeş gibi insan emeğinin ucuza geldiği ülkelerde üretirler. Hatta kumaşlarını bile oralardan temin ederler. Üretim masrafları düşük tutulduğundan markanın kazancı doğal olarak daha fazla olur. Ama Cox Dallas’ta yaşadığı için tasarımlarının üretimini lokal tutmaya karar verir. Global bir marka olmayı hedefleyen Cox için en büyük engel Dallas’ın giyim üretim alanında zayıf olmasıdır. Bu engele Cox bir çözüm bulmak için çabalar. İşte tam bu sıralarda Cox’un eşi, okuduğu bir haberde dikkatini çeken, Dallas’ın Deniz Feneri isimli bir vakıftan bahseder.

Modacı Tish Cox'un Görme Engelli Terziler İle Hazırladığı Tasarımları

Deniz Feneri Vakfı, farklı markaların ürünlerini hazırlayan, işsizlere iş imkanı sağlayan bir vakıftır. Aralarında dikiş diken, terzilikte oldukça iyi yol almış işçiler de vardır. Cox eşinin tavsiyesiyle vakfı ziyarete gidip, müdürüyle görüşmeye karar verir. Uzun bir proje çalışması sonrası Cox vakıfla anlaşıp, kıyafetlerinin üretimini vakıfla iş birliği yaparak hazırlamaya karar verir. Cox’un Deniz Feneri Vakfını seçmesinin özel bir sebebi vardır. İş ihtiyacı olan, çalışmak isteyen bireylere iş imkanı sunmak, onların yardımı ile de kendi tasarımlarını daha büyük kitlelere ulaştırmaktır hedefi.

Pekiyi, vakıfta Tish Cox markasının üretimini üstlenecek işçilerin ve terzilerin vasıfları nelerdir, neden bu vakfı seçmiştir? Dallas’ın Deniz Feneri Vakfı, görme engellileri desteklemek amaçlı kurulmuş bir vakıftır. Cox’un tasarımlarını da, görme engelliler dikeceklerdir. Bu durumda görme engelli terziler, tasarımları Cox’un istediği doğrultuda nasıl hazırlayacaklar? Bir sonraki yazımızda bu güzel hikayeye devam etmek ümidiyle…

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir