Çocuklarda İyi Bir Kişilik Gelişimi İçin Temel Kriterler

Çocuklarda İyi Bir Kişilik Gelişimi İçin Temel Kriterler

Çocuklarda Kişilik Gelişimi Ayşegül Aldemir

Cemiyet içerisinde, insanlar birbirleriyle iletişim kurarken, kullandığı en temel yapı “kişilik“ olmaktadır. Esasen kişilik, hayatta varolmanın temel göstergesidir. Kişilik; tüm yaşam alanımızı kaplayan esaslı bir güçtür.

İlk çocukluk yıllarında şekillenmeye başlayan “kişilik” aslında ömür boyu süren bir olgunlaşma sürecidir. Her an ve her saniye insanlar bu devasa yapıya katkıda bulunurlar. Bu katkı iyi olabileceği gibi, maalesef istenmeyen ve olumsuz aktarımlar da oluşabilir. Bu nedenle ailelere özellikle kişilik gelişimi konusunda eğitimler vermek, toplumun sağlıklı bireylere kavuşması için de elzemdir.

İyi ve istendik bir kişiliğin oluşabilmesi için neler yapmak gereklidir ? Öncelikle iyi bir kişilik oluşumu için insan psikolojisinde dört temel kriteri belirlemek gerekmektedir. Bu kriterler;

– Güven Duygusu

– Ruh Sağlığı

– Genetik Faktörler

– Çevrenin Getirdiği Davranış Tarzları

Tüm bu öğeler biraraya gelerek, sağlıklı bir kişilik oluşmasına yardımcı olurlar. Velev ki, bu kriterlerin herhangi birindeki eksiklik toplumsal uyumun da bozulmasına yol açmaktadır. Çocuklarda ve gençlerde, iyi bir kişilik gelişimi oluşturmanın sayısız yolu vardır. Ancak sonuçta temel ve belirleyici unsurlar dünyanın hemen hemen her yerinde aynıdır.

Çocuklarda Kişilik Gelişimi Ayşegül Aldemir

İyi Bir Kişilik Gelişimi İçin Temel Unsurlar

– Öncelikle 0-2 yaş döneminde çocuğun anneyle olan ilişkisi önemlidir. Çocuğa sağlanacak tutarlı bakım, sevgi ve şefkat aktarımı çocuğun kendine, hayata ve etrafındaki insanlara güven duymasını sağlamaktadır. Bu nedenle çocukların hem temel ihtiyaçları hem de manevi ihtiyaçları sağlıklı bir şekilde karşılanmalıdır.

– Çocuklara, yaşadığı ailenin değerli bir üyesi olduğu hissettirilmelidir. Bu, çocuğun benlik algısını ve güven duygusunu arttıracaktır.

– Ruh sağlığı konusunda ise dikkat edilmesi gereken temel parametreler; sevgi, şefkat, koşulsuz kabul, paralellik ( tutarlılık ), uyumlu aile ilişkileridir. Sevmek, hakkını vermek anlamına gelir. Sevgi yani hak ettiğini çocuğa vermek psikososyal gelişimi önemli ölçüde iyileştirmektedir. Şefkat, sevgi ve koruma duygusu ile iç içe olduklarında anlamlı bir bütünlük sergiler. Şefkatte hem sevgi, hem de koruma yani himaye etme vardır. Küçük çocuklarda koruma duygusu, ailesinin kanatları altında olduğunu hissetmesi çok çok daha önplandadır. Çocuklara ve güçsüz olanlara şefkat bilinci ile yaklaşmak önemlidir. Kabullenme ise, çocuğu olduğu gibi, tüm yönleriyle sevmek ve koşul koymadan kabullenmek anlamına gelir. “Sen bizim çocuğumuzsun ve biz seni her yönünle seviyoruz.” Bu mesaj, çocuk için onaylandığının göstergesidir ve insanlar aslında hayatları boyunca onaylanmak isterler. Paralellik dediğimiz unsur ise anne – baba – çocuk arasındaki ilişkinin tutarlı olmasıdır. İyi olan bir şeyi anne ve baba da benimsemelidir ve çocuklarına bunu doğru aktarabilmelidir. Anne ve babanın düşünceleri birbirine paralel olmalıdır. Böylece çocuk, anne ve babasının aynı duyguları, düşünceleri paylaştığını gördükçe bir rahatlama duyacaktır. Aksi durumda çocuklar, anne ve baba arasındaki bu farklılıkları rahatlıkla suistimal edebilir ve ruhsal açıdan da istenmeyen durumlar oluşabilir. Uyumlu aile ilişkileri ise bize öncelikle anne ve babanın birbiriyle uyumu ve beraberinde tüm aile üyelerinin ahenk içinde olmasını ifade eder. Uyumlu bir sosyal yaşam, kişilik gelişiminin vazgeçilmez unsurlarından biridir. Aslında uyumlu aile ilişkileri demek, kısaca evdeki huzur anlamına gelir.

Genetik faktörler de yine kişilik açısından belirleyicidir. Doğuştan gelen ve kalıtımla desteklenen hastalıklar, mizaç ( huy ) özellikleri kişiliği etkiler. Özellikle evlilik öncesinde, evlenecek kişiler arasında akrabalık bağı, kan uyuşmazlığı gibi faktörler hassasiyetle incelenmelidir.

Sosyal çevrenin insanlara sunduğu mesajlar da kişilik gelişimi üzerinde oldukça etkilidir. Sosyal hayatın getirdiği davranış kalıpları insanların yaşam sınırlarını belirlemektedir. Bu etkilere, çocukların izledikleri televizyon kanalları da dahil edilebilir. Aileler görüştükleri insanları, misafirlerini, televizyon ve sosyal medya ilişkilerini özenle seçmelidir.

İyi bir kişilik gelişimi için çocuklara en büyük hediye bu dört temel ile sağlanmaktadır. Onlara güven duygusunu hissettirmek, sağlıklı bir ruh sağlığı için onları desteklemek, genetik faktörlerin etkilerini dikkate almak ve sosyal çevreyi anlamaya çalışmaktır. Bu dört öğenin başarılı sentezi, hem bireysel hem de toplumsal açıdan huzurlu bireylerin oluşmasını sağlayacaktır.

Kişilik gelişimi konusu oldukça geniş bir alana sahiptir. Belli başlı, temel sınırlar çerçevesinde konuşmaya gayret etmiş olsak bile değişen dünya koşulları içerisinde bu durumu sürekli olarak güncellemek gerekmektedir. Anne ve babalar, çocuk yetiştirmede ve özellikle onlara bir kişilik kazandırma konusunda başrolde olan kişilerdir. Bu süreçte ailelerin yapabildiği ve yapamadığı, elde olanlar ve elde olmayanlar her zaman olacaktır. Kusursuzluk insana özgü değil elbette, bu nedenle aile içindeki ilişkilerde hedef mükemmellik değil, optimal düzeylerdir. Burada önemli olan, tedbirde kusur etmemektir. Alınabilecek önlemlerin farkına varabilmek ve bu önlemleri doğru uygulayabilmektir.

Mutlu, sağlıklı, kendine ve başkalarına hayırlı evlatlar yetiştirmek temennisiyle, herkese hayırlı ve bereketli ramazanlar olsun.

Selam ve dua ile

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir