Çocuğa “Hayır” Diye Engel Olmak

Çocuğa “Hayır” Diye Engel Olmak

Çocuğa “Hayır” Diye Engel Olmak

Çocuk Terbiyesinde “Evet” Kelimesinin Gücü

Günümüz hastalıklarından biridir, çocuğu “yasaklarla” ve “hayır”larla terbiye etmeye çalışmak… Ve maalesef, birçok çocuk eğitimi kitabında, anne-babalara çocuklarını terbiye ederken nasıl “hayır” denileceği ve “hayır” denilmiş bir konuda, nasıl da kararlı durup aslâ geriye dönmemenin usûlleri tavsiye edilmektedir.
Hâlbuki çocuk, ne kadar çok “Hayır! Yapma! Yasak!” kelimelerini duyarsa o kadar çok hırçınlaşır.

Çocuklarda öğrenmeyi de pekiştiren merak duygusu, anne-babaların bizzat kendisi tarafından çoğu zaman engellenmektedir. Anne-babalar, çocukları ile baş edebilmek ya da evin içinde kurdukları düzeni çocukların bozmamak için çocuğun öğrenme hevesi ile elini uzattığı şeylere “Hayır!.. Yapma!.. Dokunma!.. Çek elini oradan!..” diye engel olmaktadırlar.

Hâlbuki çocuk, içindeki merak hissi ile elini bir şeye uzatmak, ona dokunmak, “Neye, ne yapınca, ne oluyor?”u öğrenmek istemektedir… Çünkü o bir insandır ve onun içine merak hissini de Allah yerleştirmiştir.

Bir çocuk, eline aldığı bir kâğıtla oynarken “hışır hışır” diye çıkardığı sesi merak ediyor ve heyecanla kâğıdı avuçlayarak buruşturuyorken, çocuğun kafasına “pat” diye bir tokat geliyorsa ve:
“-Bırak onu, yırtacaksın okuduğum gazeteyi!..” diye çocuğun öğrenme heyecanı söndürülüyorsa… Veya henüz üç-beş yaşında bir çocuğun, elini uzattığı çeşmeden tenine değen suyun vücudunda uyandırdığı gıdıklanma duygusunun verdiği mutlulukla çığlıklar atarken:
“-Sana kaç kere çeşmeyle oynama dedim!.. Çekil oradan!..” diyerek kolundan tutulup kenara itiliyorsa, böylesi bir çocuğa, anne-babalık yapan ebeveyn, gelecekten korkmalıdır.
Çocukların gelişim dönemi içinde, “Hayır” demek, “Yapma!..” demek, çocuğun öğrenme sürecinin önüne “engeller” koymak, onun merak hissine vurulacak darbelerdir ki, bu darbeler, çocuğun ruhunda, vicdan duygusunun gelişimini de sekteye uğratır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Hayır” Kelimesini Sevmiyordu
Meşhur sahâbîlerden Sa’sa en-Nâciye (r.a.)’ın torunu olan Şâir Ferazdak, Peygamber Efendimiz (sav)’i tarif ederken;
“-«Lâ ilâhe illallâh»daki «Lâ» olmasa, onun dilinden «Lâ» kelimesi hiç duyulmazdı.” demiştir. (Arapça’da “Lâ” kelimesi, “Hayır, yoktur!” mânâlarına gelir.)
Kendi kız çocuklarını diri diri gömen insanları, bir süre sonra, karınca dahî ezemez derecede vicdânî hassasiyet noktasına getiren Efendimiz (sav), “Hayır” kelimesini sevmiyorsa, anne-babalara, çocuk terbiyesinde sık sık “hayır” ifadesini kullanmak da neyin nesi oluyor?!
“Hayır” diye diye ne çocuk yetişir, ne de rûhen gelişir.

Çocuk Terbiyesinde “Evet”in Gücünü Keşfetmek
“Hayır”larla, “Yasaklarla” ve “Engellemelerle” çocuk terbiye etmek, Anadolu âilesine sonradan bulaşmış bir hastalıktır. Hâlbuki rûhunun temel dinamikleri sağlam, vicdan duygusu gelişmiş, olgun ve samimi bir insan yetiştirmek için; insanın daha çocukluk yıllarında önünün açılması, merak ettiği şeylere karşı desteklenmesi; “Hayır dokunma! Sakın elleme! Dur yapma!” yerine, “Haydi al… Dokun… Hisset…” diyerek yetişmiş olması çok önemlidir. Bu sayede o çocuğun iç dinamikleri, yerli yerince oturur.
Bir çocuk, gelişim süreci içinde engellenmedikçe, çocuğun “fıtratından kaynaklanan özellikler” değiştirilmeye çalışılmadıkça, önü açıldıkça ve çocuk, kendi tabiî hâli ile âile çevresinde kabul gördükçe “insan” olur; insânî özellikleri gelişir.

Kaynak: Şebnem Dergisi

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir