Başka Bir Dünya Var mı Bildiğin?

Başka Bir Dünya Var mı Bildiğin?

Terör Fobi ve İslamofobi

Sabah uyanıp, rutin işlerinizi yapmak için evden çıkıyorsunuz. Caddede yürüyorsunuz ve korkunç bir ses! Ardından yoksunuz. Yaşamıyorsunuz. Nefes almıyorsunuz. Çünkü kendinizi, müdahili olmadığınız vahşi bir savaşın bedelini öderken buluyorsunuz. Üstelik canınızla…

Filistin’de, Mısır’da, Suriye’de pek çok insan her sabah bu gerçeği bile bile uyanıyor yeni bir sabaha. Çocuk demeden, bebek demeden parçalanan bedenlerden bahsediyorum. Kimsenin umurunda olmayan o insanlardan bahsediyorum. Haberlerde ölümleri sadece bir skor gibi anlatılan insanlardan. Bütün dünya insanları Ortadoğu’da yaşanan bu katliamları kanıksamıştı. Bütün dünya, bu coğrafyada yaşanan acıları görmezden geliyordu ki Paris’e düşen bir bomba ile korku yeniden başladı.

Terör Fobi ve İslamofobi

Dünyanın Yeni Hastalığı: Terör Fobi

Bugün dünyada pek çok insan için yeni bir fobi veya yeni bir hastalık gelişti: dünyanın herhangi bir yerindeki bir terör saldırısında hayatını kaybetmek. Dünyanın neresinde olduğunuz hiç önemli değil. Türkiye, Filistin, Amerika, Japonya, Çin, Fransa, Mısır…

Her nerede olursa olsun, insanlar içsel bir korkuyla çıkıyorlar artık sokağa. Köşeyi döndükten sonra bir bombanın patlamayacağından hiçbirimiz emin değiliz artık. En son yaşanan Paris’teki bomba saldırısı da bu korkuyu ziyadesiyle pekiştirdi. Bu hastalığın ismi terör fobi.

Terör Fobi ve İslamofobi

Savaşın Adresi Dünya!

Savaş, denildiğinde insanların aklına her zaman Asya veya Ortadoğu gelirdi. Kibirli ve hijyenik Avrupa’nın gündeminde savaş kavramı, kendileriyle değil; başka toplumlarla ilgili bir konuydu.

Bugünse savaşın vahşi ve kanlı eli Batı toplumlarına da dokunmuş oldu. Nerede ve ne zaman olduğunun ne önemi var ki? Savaş her yerde aynı.

Bir tek masum insanın dahi yaşamını yitirdiği bir kavganın kazananı yok. Bir tek masum insanın yaşamını sona erdiren bir kavganın haklılığı da yok. Bu bildiğin barbarlık, eşkıyalık ötesi var mı?

Terör Fobi ve İslamofobi

Peki Ya İslamofobi?

Paris’te yaşanan olaylardan sonra, Doğunun karşı kıyılarından yine İslam karşıtı eylemler de kendini göstermeye başladı. ‘Milli Güvenlik Danışmanı’ sıfatıyla pek çok politikacıya hizmet vermiş ve Nobel Barış Ödülü sahibi Kissinger yeni kitabı ‘Dünya Düzeni’nde yaşanan bu olayların doğru bir analizini yapıyor. Kissinger, 21.yüzyıl dünya düzenine en büyük meydan okumanın, ortak olarak kabul edilmiş güçlü kuralların ve sorunların kontrolden çıkmasını engelleyecek güç dengesinin olmamasından kaynaklanacağını söylüyor.

Bugünün dünyası, ortak kuralların ve güç dengesinin olmadığı bir dünya. Bu nedenle de 1648’den beri var olan Vestfalya düzenini yeniden kurmamız ya da Kissinger’in sözüyle, bugünün çok kültürlü, farklılaşmış yapısı içinde ‘modernize’ etmemiz gerekiyor. Fakat farklı kültürleri ortak bir zeminde birleştirmek bugün için oldukça zor gözüküyor.

21. yüzyıl, 11 Eylül 2001 terör saldırısıyla başladı. 2008’de başlayan küresel ekonomik kriz, çok önemli bir kırılma noktası yarattı. Hem güvenlik-özgürlük dengesini darmadağın eden 11 Eylül terörü hem de Amerika’da başlayıp dünyaya yayılan ve Avrupa’yı ciddi sarsan 2008 küresel ekonomik krizi, var olan düzenin modernize edilmesi gerekliliğini bir kaçınılmazlık olarak ortaya koyuyordu. İlk önce, Suriye’nin bir insani ve siyasi kriz alanına dönüşmesi, Suriye ve Irak devletlerinin çökmesi ve sonrasında 2014’ün ikinci yarısına damga vuran IŞİD sorunu, ‘Arap Baharı’ ile başlayan değişim, dünyadaki yeni düzen umutlarını bitirdi.”

Anlaşılan o ki, kapitalist düzenin eğitip, İslâm adına geliştirdikleri bazı terörist gruplar sayesinde İslam’dan nefret eden bir insanlık kitlesi yaratılmaya çalışılmaktadır. İslam’dan ve Müslümanlardan daha çok nefret edilen bir düzen yaratmak kimlerin işine geliyorsa, Amerika ve Batı dünyasındaki tüm kanlı eylemlerin de faili onlardır.

Terör Fobi ve İslamofobi

Başka Bir Dünya Var Mı Bildiğin?

Gelelim sosyal medyadaki korkunç yorumlara. Paris’te patlayan bombalara sevinen insanlar olduğuna inanmak istemiyorum. Aklım ve kalbim, nereli olursa olsun ve nerede olursa olsun, Paris’te ölen masum insanlara duyarsız olacak düzeyde gaddar insanlar olduğunu kabul edemiyor bir türlü.

Paris, İstanbul, Bağdat, Diyarbakır, Moskova ne fark eder ki? Hepimiz aynı geminin yolcuları değil miyiz? Hepimiz bu dünyada konar-göçer değil miyiz? Yaşadığımız gezegeni yaşanmaz hale getirirken, başka bir dünya var mı gidebileceğimiz? Başka bir hayat? Yaşanacak başka bir zaman? İnsanların hayatlarını hunharca yok ederken bunları düşünüyorlar mıdır acaba? Katlanılmaz acıların tohumlarını serperken toprağa, o filizler boy attığında daha da korkunç bir dünyada yaşayacağımızı görmüyorlar mı? Elbette ki görüyorlar. Zaten istenen de bu olsa gerek.

Martin Luther King’in de dediği gibi: “Ya birlikte kardeş gibi yaşamayı öğreneceğiz ya da aptallar gibi hep beraber yok olacağız.

Psikolojik Danışmanlık & Aile Danışmanlığı üzerine ayrıntılı bilgi almak için:
Telefon: 0 537 580 19 20
www.cozumpsikoloji.com

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir