Stresi Azaltmak Sizin Elinizde…

Stresi Azaltmak Sizin Elinizde…

Stresle Başa Çıkma Yolları

Stres nedir?

Stres, günlük hayatta hepimizin karşılaştığı bir takım yaşam zorlukları karşısında bedenimizin verdiği tepkidir. Bize stres yaşatacak olaylar karşısında verdiğimiz tepkiler kişiden kişiye değişebileceği gibi, aynı kişi için zamana göre de değişebilir. Örneğin iş hayatında amirimizden dolayı yaşadığımız strese karşı işimizin ilk yılında farklı, beş yıl sonra farklı tepkiler verebiliriz.

Bize stres yaşatan olaylar çok çeşitli olabilir. Yapılan araştırmalarda, en çok strese sokan durumlar taşınma, boşanma, hastalık, sevdiğimiz bir insanın kaybı, ilişki problemleri, iş yerinde/okulda problemler, finansal problemler gibi dış faktörler olabilir. Bazı durumlarda ise kişilik yapımızdan ve yaşama bakışımızdan kaynaklı stres de yaşayabiliriz. Örneğin, hayır diyememek, mükemmeliyetçilik, başarısızlık kaygısı, herkesi mutlu etmeye çalışmak gibi özelliklerimiz bizi zora sokan ciddi stres kaynaklarıdır.

Stres yaratan bu durumlar karşısında beynimiz vücudumuza bazı sinyaller gönderir ve vücudumuzun harekete geçmesini ister. Harekete geçme sinyalleri kişinin yapması gerekenleri daha hızlı yapmasını, hayata karşı daha fazla yaşama isteği hissetmesini sağlar. Bu nedenle uygun dozda stres bizim ihtiyacımız olan bir tepkidir. Stres hissetmesek, okullarımızı bitiremez, çalışıp para kazanamaz veya çocuk sahibi olmayız. Hayatta bizi harekete geçiren en önemli mekanizma kaygı ve stres mekanizmalarıdır.

Fakat stres dozu aşıldığında, beyin sinyalleri vasıtasıyla bazı hormon akışlarını etkileyerek, otonom sinir sisteminin aşırı aktivasyonu ile birlikte bazı bedensel değişiklikler yaşanır. Bunların başında, kalp çarpıntısı, terleme, ellerde titreme, ağız kuruluğu, göğüste ağrı veya rahatsızlık hissi, baş ağrısı, baş dönmesi, kaslarda gerginlik gelir. Stresli kişinin kalbi normalden hızlı atar, yerinde duramaz, sürekli bir huzursuzluk yaşar. Bu huzursuzluk ani öfke patlamalarına ve tahammülsüzlüğe yol açabilir ve kişinin yakın ilişkilerini zedeleyebilir.

Bazı stresler bizim için gelip geçici olsa da bazen de uzun süre aynı strese maruz kalabiliriz. Bu durumda, etkili başa çıkma becerilerimiz yoksa kronik stresin yol açacağı bazı hastalıklar yaşayabiliriz. Kronik stres, kaslarda yoğun gerginlik hissi yarattığı için kronik ağrıya yol açabilir. Aynı zamanda uyku bozuklukları, mide hastalıkları, kalp hastalıkları ve kanser gibi birçok hastalığın sebebi olarak kronik stresin etkilerinden söz edilmektedir. Bu nedenle stres karşısında hepimiz kendi tepkilerimizi iyi taramalı, işe yaramayan başa çıkma davranışlarımızın ve düşüncelerimizin yerine işe yararlarını bulup tepkilerimizi değiştirmeliyiz. Peki, nedir bu stresle başa çıkma çabaları? Hangi davranış hangi stres karşısında etkili çözümdür?

Stresle Başa Çıkma Yolları

Stresle Nasıl Başa Çıkılır?

Stresle uygun başa çıkma yollarını araştırırken öncelikle stresi kaynağına göre ayırmamız gerekiyor. Uzmanlar, stres kaynaklarını kontrol edilebilir stres kaynakları ve kontrol edilemez stres kaynakları olarak ikiye ayırmayı tercih etmektedirler. Bunun sebebi ise stres kaynağına göre kişinin vermesi gereken uygun tepkilerin değişmesidir.

Kontrol edilemez stres kaynaklarına örnek düşünecek olursak doğal afetler, sevdiğimiz birinin kaybı veya yaşadığımız bir hastalık olabilir. Bu gibi durumlarda bizim herhangi bir davranışımız yaşadığımız stresin düzeyine etki etmez. Bu tarz stres kaynakları karşısında uygulanabilecek bazı davranışsal ve duygusal başa çıkma becerileri vardır. Davranışsal başa çıkma becerilerinin ilki, nefes ve gevşeme egzersizleri yapmaktır. Nefes ve gevşeme egzersizleri vücudumuzdaki gerginliği fark etmemizi ve azaltmamızı sağlar. Vücudumuz gevşediğinde stres düzeyimiz de azalacaktır. İkinci bir yöntem ise spor ve egzersiz yapmaktır. Özellikle açık havada günde yaklaşık 20 dakika yürüyüş yapmak, stresin motivasyonumuzu azaltmasını ve ümitsiz hissetmemizi önlemektedir. Ortada kontrol edemeyeceğimiz bir stres kaynağı varsa, zaman zaman bu stresli ortamdan uzaklaşmak adına farklı planlar yapmak da stres düzeyini azaltmaktadır. Zorla da olsa eğlenceli vakit geçirmeye çalışmamız stresin vücudumuzdaki etkilerinin kronikleşmesini önleyecektir.

Kontrol edilemeyen stres kaynakları ile ilgili düşünsel olarak yapabileceğimiz bazı başa çıkma yöntemleri de vardır. Öncelikle bizde stres yaratan durumu gün boyu aklımıza getirip düşünmek stresin fiziksel etkilerini artıracağından, kaygı süremizi kısıtlamayı deneyebiliriz. Örneğin önemli bir mülakatınız var, ne sorulacağını bilmiyorsunuz ve bu durum sizde aşırı stres yaratıyor. Gün boyunca zaman zaman aklınıza geliyor ve aklınıza geldiği zamanlarda vücudunuzda gerginlik, kalp çarpıntısı, terleme gibi bazı belirtiler de yaşıyorsunuz. Bu durumda kendinize şunu söyleyebilirsiniz “Bu konuyu akşam saat 20:00 ile 22:00 arasında düşüneceğim.” Bunu yapmak en başta zor olsa da, gün içerisinde aklınıza geldiğinde konuya dalıp gitmek yerine, başka şeylere odaklanarak dikkatinizi dağıtmaya çalışın ve kaygı zamanınızı erteleyin. Akşam o saatlerde ise başka hiçbir şey ile ilgilenmeyip yalnızca o konuyu düşünmeye çalışın. Bu yöntem zamana yayılmış stresinizi zamanla sınırlandırılmış hale getirdiği için fiziksel hasarını da azaltacaktır.

Ayrıca böyle zamanlarda genellikle kişi durumun olumsuz taraflarını görmeye daha eğilimli olmaktadır. Örneğin bir iş mülakatına girecekseniz, “Mülakatta kesin zor soracaklar.” “Beni kabul etmeyecekler.“Ben yeterince iyi değilim.” Gibi düşünceler aklınıza gelebilir ve bu düşünceleri sınamadan kabul ettiğiniz için stres seviyeniz artıyor olabilir. Hâlbuki bu tarz durumlarda olumsuz düşüncenin kişiye herhangi bir faydası yoktur. Tersine olumsuz düşünmek ve düşünceleri çarpıtmak duygularınızı da olumsuza çevirir. Bu gibi durumlarda öncelikle aklınıza gelen olumsuz düşünceleri yakalamak oldukça önemlidir. Düşünceleri yakaladıktan sonra bu düşünceyi bir kağıda yazıp, “Bu düşüncenin doğru olduğuna dair kanıtım ne?” diye sorabilirsiniz. Kanıtlarınızı sıraladıktan sonra, karşı kanıt aramaya geçmelisiniz. Yani “Bu düşüncenin doğru olmadığına dair kanıtlarım da var mı?” diye sormalısınız. Bu çalışma sizin durum ile ilgili daha gerçekçi düşünmenizi sağlar ve stres seviyenizi düşürür.

Bir diğer başa çıkma yöntemi ise diğer insanlarla olumlu kıyas yapmaktır. Yoğun stres altındaki kişi, genellikle kendi dertlerini büyütme ve başkalarının dertlerini gerçekte olduğundan daha az görme eğilimindedirler. Fakat gerçekte her insanın derdi kendi yaşantısında çok önemlidir ve bazen bizim dertlerimizden çok daha fazla zorluklar yaşayan insanlar vardır. Kontrol edemediğimiz stresler karşısında, bizden daha fazla dertleri olan insanlar ile duygudaşlık kurabilmek, kendimizi onların yerine koyabilmek minnet ve şükran duygumuzu artıracaktır. Minnet ve şükran duyguları stres seviyemizi azaltan duygulardır.

Terapi desteği almak için:
Ayşenur Moral
0212 232 40 72
www.nisantasipsikoloji.com
(Merkezimizde yetişkin, çocuk ve aile terapisi desteği sağlanmaktadır.)

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir