Sosyal Kaygılardan Kurtulmak İçin Bir Miktar Nezaket

Sosyal Kaygılardan Kurtulmak İçin Bir Miktar Nezaket

İlahiyatçı Zaynep Karaca Yazıları

Bir süre sonra şeyi fark ettim; biz insanları kırmaktan çekinirsek onlar da bizi kırmaktan çekinir. Çekiniyordum çekiniyorlardı.

Minibüste ineceği yeri söylemekte geciken hanıma şoför ‘BURDA MI?’diye bağırınca kadın ‘lütfen. zahmet olmazsa… müsait değilse az ilerde de inebilirim’ dedi sonra orda bir dönüşüm yaşandı şoför durdu ‘buyurun ablacım, sağ tarafa dikkat edin’ dedi, kadın tekrar teşekkür edip indi. Belki de bazen kaba davrananlara da nezaketle karşılık verirsek bir şeyleri değiştirebilir diye düşünüp gülümsedim. (bir Hollywood filminde olsak kulağımda kulaklık umut dolu gözlerle camdan dışarı bakardım, bir kuş havalanırdı, güneş bana selam verirdi.. ama yalnız yolculuk yapan biri için gülümsemek de yeterliydi, yetti.)

Ne diyorduk; nezaket. Nezaket hanımlar, insanlığa en çok lazım olan şey nezaket. Neden mi nezaket? Çünkü insana nezaket gerek. Çünkü yeni yapılan bir araştırmaya göre insanlara iyi ve nazik davranmak sosyal anksiyete bozukluğu olarak bilinen kaygı rahatsızlığının tedavisinde etkili olabiliyor. Bu haberi okuduğum gazetede durum özetle şöyle anlatılmıştı;

Mezuniyetinden sonra New York’a yerleşen Hannah Brencher’ın depresyonla baş etmek için bulduğu yol tanımadığı insanlara aşk mektubu yazmak olmuş. İlk mektubu bir trene, daha sonra yazdıklarını kafelere, kütüphanelere, hatta Birleşmiş Milletler binasına bırakmış. İlk mektubunun üzerinde, “Bu mektubu bulduysan senindir” yazıyormuş. Hannah’nın daha çok aşk mektubu yazılması için başlattığı kampanya, rastgele nezaket ve sevgi gösterilerinin, hem alan, hem verenlerin sağlığına iyi geldiğini savunan grupların görüşlerini yansıtıyor.

İlahiyatçı Zaynep Karaca Yazıları

Kabul, ilk bakışta tanımadığımız insanlara aşk mektubu yazıp oraya buraya bırakmak biraz saçma ama bu olaydan yola çıkarak araştırmalar nezaketin akıl ve ruh sağlığına iyi geldiğini gösteriyor. Hatta bu araştırma Emotion adlı dergide yayınlanıyor ve sosyal anksiyete bozukluğunun tedavisinde başkalarına nazik davranmak kullanılan bir yöntem oluyor.

British Columbia Üniversitesi’nden Dr. Lynn Alden ve Dr. Jennifer Trew, araştırmaya katılan gönüllülerden dört hafta boyunca haftada iki gün başkalarına bazı iyilikler yapmalarını istemiş. Dr. Alden, “Bazıları ufak armağanlar verdiler, bazıları tanıdıklarını işten aldılar, hasta ziyaretine gittiler ya da otobüs şoförüne teşekkür ettiler. Aslında ufak tefek hareketlerdi yaptıkları” diyor.

İlahiyatçı Zaynep Karaca Yazıları

Bunların hepsi dinimizin bize zaten söylediği şeyler; hediyeleşmenin sünnet olması, akraba ziyaretinin önemli olduğu, hasta ziyaretinin önemli olduğu dan alınan duanın kabul olduğunu sık sık unutmasak da hep hatırlasak. Teşekkür etmekte nezakette çekingen, kırıp dökmede cüretkar olmasak. Vicdanen ve ahlaken hissettiğimiz ferahlığın yanında psikolojik olarak da rahat edeceğiz demek. Mutluluğun da mutsuzluğun da bulaşıcı olduğun göz önünde bulundurursak sosyal kişilik bozuklukluklarından azade insanlar topluma daha sağlıklı olma imkanı verebilir diyebiliriz. Ben diyorum mesela.

Önce bir Hz. Ömer’in Hz. Mevlana’nın kalp kırmayı Kâbe’yi yıkmaktan bile daha kötü gören sözlerine bakalım sonra nezaket için biraz daha çabalayalım. Çünkü; ‘yere göğe sığmayan bir müminin kalbindedir’

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir