Kızartma Yağlarını Sakın Dökmeyin!

Kızartma Yağlarını Sakın Dökmeyin!

Lavabolara dökülen kızartma yağları öylece akıp gittiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu yağlar, kanalizasyon borularını tıkamakla kalmıyor, doğayı da kirletiyor. Halbuki, toplayıcılar 444 30 19’u aradığınızda, 5 litreye kadar olan yağı gelip alıyor. Atık yağların nasıl toplandığına, hangi aşamalardan geçerek geri kazanıldığına şahitlik ettik.

Hanife Teyze, kapalı mutfak kapısının ardından seslendi. Hadi oğlum yemeğe! Kızgın yağda kızarmış dilimleri süzgeçle toplarken, eline sıçrayan yağ damlacıklarından tencerenin ne kadar da kızdığı anlaşılıyordu. Kararmış yağdanlık, kızarmış patates ve patlıcanların cızırtısı… Yükselen buhar mutfak camını kaplarken, Hanife Teyze kızartmaların üzerine yoğurt ekliyordu. Boşalan tencerenin içine baktı. Bir hayli kararmış tenceredeki ayçiçek yağı ömrünü tüketmişti. Onu lavabodan boşaltmak üzereyken kapı zili çaldı.

Kapıya gelen iki genç, ellerindeki broşürleri Hanife Teyze’ye uzattı. Şaşkın bakışlar arasında sordu: “Nedir bu oğlum?” Kapıya gelen iki ‘Kolza’ görevlisi ona kullandıkları kızartma yağlarını kesinlikle dökmemesi gerektiğini söylüyordu. Çünkü dökülen yağlar kendi lavabo giderlerini tıkıyor ve bununla kalmayıp kanalizasyon borularını da kullanılmaz hale getiriyor. Kızartma yağlarının zararları sadece bununla kalmıyor. Doğaya atılan 1 litre kullanılmış kızartma yağı, tam 1 milyon litre küp temiz suyun kirlenmesine sebep oluyor.

İşte tam bu nokta da ‘yağ toplayıcıları’ devreye giriyor. Ne mi yapıyorlar? Vatandaşların evlerinde veya restoranlardaki kullanılmış bitkisel yağlarını kanalizasyonlara dökülmemesi için halkı bilinçlendiriyorlar. Lavabonuzun boruları tıkanmasın, bu kirli atıklar doğaya atılmasın diye insanların ayağına kadar gelerek kullanılmış yağları topluyorlar. Peki onlar bu kızartma yağlarını toplayıp ne yapıyorlar? Şimdi kullanılmış bu yağların, nasıl tekrar kazanıldığına daha yakından bakalım.

Doğa bekçisi geri kazanım tesisleri

Göktan Gürcü aslında elektrik-elektronik mühendisi. Fakat kendi kulvarında bir meslekle uğraşmıyor. Gelişmiş ülkelerde yaygın olan, kullanılmış bitkisel yağları biyodizel yakıt haline dönüştürme fikri üniversiteyi bitirdikten sonra ilgisini çekmiş ve bu alanda araştırmalar yapmış. O zaman itibarıyla ülkemizde bir atılımın olmaması da onu teşvik etmiş ve bir hayli heyecanlandırmış.

2005 yılında bitkisel atık yağlarını biyodizele dönüştüren bir proje kapsamında Kolza şirketini kurmuş. Kurduğu şirket, daha sonra biyodizele konulan vergiler yüzünden hammadde üretimine kaysa da şimdi 57 kişi ve 47 arabayla Türkiye’nin dört bir yanından yağ topluyor. Toplanan bu yağlar tesislerde jeneratör yakıtı, boya ham maddesi ve birçok alanda kullanılan yağlara dönüştürülerek, yurt içi ve yurt dışına satıyor.

2008 yılında o zamanki adıyla Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelik uyarınca artık tüm müesseseler, kullanılmış bitkisel yağlarını ücret talebinde bulunmadan sertifikalı toplayıcılara vermek zorunda. Bununla birlikte yerel yönetimler ise evlerden açığa çıkan yağları toplamak ve vatandaşları bu konuda bilinçlendirmekle yükümlü.

Artık 444 30 19 numaralı katı atık hattı aranarak bu yağları geri dönüşüm toplayıcılarına teslim etmek mümkün. Vatandaşların bu yağları lavabolarına dökmemesi için birçok farklı çalışma içerisinde olan Kolza çalışanları, talep edilmesi halinde Türkiye’nin her yerindeki apartman ve sitelere yağ toplama bidonu bırakabiliyor. Aynı zamanda, okullara çevre mühendislerini göndererek genç dimağların da bu konuda bilinçlenmesini sağlıyor.

Kızartma yağlarına dikkat!

Patates kızartması kimileri için üç öğün yenebilecek kadar güzel. Ketçap ve mayonezle tadı daha da dayanılmaz hale geliyor. Peki dışarıda yediğiniz, karşı konulmaz kızartmaların nasıl bir yağda yapıldığını hiç düşündünüz mü?

Ülkemizdeki sağlık terörü onca uyarı ve denetlemelere rağmen istenilen standartlara gelebilmiş değil. Hâlâ merdiven altı imalathanelerde üretilen birçok gıda sofralarımıza kadar gelebiliyor. Gıda sektöründeki sahtecilik ve ucuzculuk örneklerinden belki de en önemlisi kaçak yağlar. Konu hakkında bizi bilgilendiren Göktan Gürcü, durumu şöyle ifade ediyor: “Piyasadan toplanan kullanılmış yağlar, içine kimyasal maddeler (Magnesol XL gibi) katılarak rengi açık hale getiriliyor ve normal yağların içine karıştırılmak suretiyle tekrar piyasaya satılıyor. İçine madde katılan yağlar tekrar kullanılabilir sınıfına girmiyor. Sadece rengi açılıyor. Bunlar aynı zamanda ’10 numara’ yağ satan kaçak mazotçulara da satılıyor.”

1- Yağ toplayıcıları, bakanlık tarafından konulan yönetmelik gereğince belediyeler ve bitkisel yağ atıkları olan ticarethanelerle sözleşmelerde bulunarak kendi yağ bidonlarını bu yerlere bırakıyor. Bu yağ alışverişinin para karşılığı yapılması kesinlikle yasak.

2- 60 litre hacminde olan mavi bidonları dolduran işletmeciler, şirketi arayarak atık yağların toplanması için talepte bulunuyor. Çok kısa sürede gelen toplayıcılar, tıpkı tüpçüler gibi boş bidonlarını bırakarak dolusunu alıyorlar.

3- Sitelerden veya işletmelerden toplanan yağlar özel yapılmış kamyonetlerle geri dönüşüm tesislerine getiriliyor. Katılaşmış yağın kokusu içerisinde 60 litrelik bidonlarını kaldırmak hiç de kolay bir iş değil.

4- İşletmelerden toplanılan kızartma yağları sanıldığının aksine ayçiçek yağı atığı değil, birçok restoran ve işletme ucuz olması nedeniyle palmiye bitkisinden elde edilen ‘palm yağını’ kullanıyor. Bu yağlar ise oda sıcaklığında donuk halde bulunabiliyor.

5- Atık yağlar geri dönüşüm çalışanlarınca dev kazanlara dökülüyor. Buradan çeşitli yöntemlerle süzülen yağlardan biyodizel ve yağlı boya ham maddesi gibi ürünler ortaya çıkıyor.

6- Bidonların içerisindeki donmuş yağlar ancak tazyikli buhar püskürtülerek sökülebiliyor. Temizlenen bidonlar tekrar şirketler ve sitelere geri bırakılmak üzere arabalara yükleniyor.

Vatandaş bilinçsiz, şirketler çaresiz

Çevre ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de her sene 350 bin ton atık yağ açığa çıkması gerekiyor. Fakat bakanlık tarafından lisanslı firmalar bunların sadece 15 bin tonunu geri toplayabiliyor. Kalanların büyük bir kısmı lavabolara dökülüyor. İnsanlar bu konuda hâlâ bilinçsiz. Atık yağların büyük bir kısmı da korsan toplayıcılara gidiyor. Tahminlere göre kaçak toplayıcılar, yasal şirketlerin topladığından 10 kat daha fazla atık yağ topluyor. Türkiye’deki atık bitkisel yağ göstergeleri ise gerek denetimcilerin gerek vatandaşların bu konuda ne kadar hassas olduğunu gözler önüne seriyor.

  • 1. Asit yağı
  • 2. Biyodizel
  • 3. Asit yağından elde edilmiş yağlı boya ham maddesi
  • 4. Geri kazanılmış bitkisel atık yağ (endüstriyel yağ)
  • 5. Bitkisel atık yağ

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir