Bir İçim Su

Bir İçim Su

Bir İçim Su

Yaz sıcakları kendisini göstermeye başladı. Havaların ısınmasıyla da birlikte su tüketiminde artışlar oldu. Acaba insan susuz yaşayabilir mi? Dünyada var olan su kaynakları insan için ne kadar önemli? Mars’ta su bulunduktan sonra burada yaşam da olabilir diye düşünmenin asıl kaynağı nedir? Su aslında bizim için ne anlama gelir? Hiç düşündünüz mü?

Aç kaldığınızda, bol miktarda sıvı almanız halinde haftalarca hayatta kalabilirsiniz. Ancak susuz kalmanız halinde olasılıkla bir haftadan fazla yaşayamazsınız. Örneğin; bir kişi, kızgın bir güneş altında su içmeden bütün bir gün kalamaz. Su, insan yaşamı için elzemdir. Susamak ise bu ihtiyacın psikolojik olarak dışavurumudur. Peki insanın susamasını kontrol eden mekanizma nedir?

İnsanlar Neden Susar?

Su, yaşamın kaynağı ve aslında canlılığın da bir nevi göstergesi. Su içmeden yürüdüğünüzde ya da kızgın güneş altında spor yaptıktan sonra, vücudumuz suyun dereceli olarak terleme, solunum ya da idrar yoluyla kaybedilmesiyle birlikte iki tip sıvı deposunu boşaltmaya başlar. Tuzlu bir yiyecek yediğimizde susarız. Çünkü bu depolardan birini boşaltmış oluruz. Birinci depo, vücut hücrelerimizi içindeki sudan oluşur. Bu su protein, yağ ve karbonhidrat molekülleriyle birlikte hücrenin yapısını ve içeriğini oluşturur. İkinci depo, hücrenin dışındaki sudan oluşur. Bu su kanda ve başka tür vücut sıvılarında yer alır. Bu depoların birinde oluşan kayıp insanın susamasına neden olur. Kan basıncında bir düşüş olduğu zaman beyne susama sinyali gönderen reseptörler vardır. Suyun vücutta az ya da çok olduğunu belirleyen, sodyum “tuz” iyonları, klorit ve potasyum yoğunluğudur. Vücut su kaybettikçe, bu yoğunluklar kan akışında yükselmeye başlar. Sonuçta kan daha tuzlu hale gelir. İnsan su içtiğinde ise, su kana aktarılır. Kanda tuzun yoğunluğu azalır. Tekrar vücut homeostatisi ( denge ) kurulmuş olur. İnsanların tuzlu bir yiyecek yedikten sonra ,su kaybına uğramış olmasalar bile, susamalarının temel nedeni budur.

Dünyadaki Su Kaynakları Nelerdir?

Okyanuslar, denizler, göller, nehirler, buzullar, akarsular, ırmaklar, karlar gezegenimizin temel su kaynakları. Dünyadaki suyun yüzde 97’si tuzlu sulardan oluşmaktadır. Geriye kalan yüzde 3’lük kısım ise, tatlı sudur. Bu tatlı suyun da yüzde 68,3’ü buzullar ve buz dağlarından oluşmaktadır. Yeraltı sularıysa yüzde 31,4 tür. Yani yeryüzündeki su, tatlı suların sadece 0,3 gibi küçük bir kısmını oluşturmaktadır. Bunun da yüzde 87’si göllerde, yüzde 11’i bataklıklardadır. Nehirlerdeki suyun miktarı ise sadece yüzde 2’dir.

Bir İçim Su

Bugün dünyadaki genel tabloya baktığımızda; dünyanın yüzde 20’si yeterli su hizmeti alamıyor ve bir milyardan fazla insan, içecek yeterli temiz su bulamıyor. 2,5 milyardan fazla insan su kaynaklı hastalıklara karşı korunamadığı için, her gün 10 bin hatta 20 bin çocuk ölüyor. Aslında bu ölümler önlenebilir durumda ancak suya erişilebilirlik olmadığından ölümle sonuçlanıyor.. Latin Amerika, Afrika ve Asya’da kolera salgınları yaygın durumda. Hindistan’da ise, insanlar arsenik karışmış su içiyorlar. Ülkemizde ve Dünya’da gün geçtikçe içme ve kullanma suyu kaynakları yetersiz kalmakta. Dünya nüfusunun hızla artması ve sanayinin gelişmesi su tüketimini bir hayli arttırmış durumda. Örneğin; 1 ton çelik üretmek için 250 ton su gerekmektedir. İstanbul, İzmir gibi sanayileşmiş büyük kentlerimizin su tüketimini yakındaki su kaynakları karşılayamadığı için 150-200km uzaklıktan içme ve kullanma suyu getirilmektedir.

Yurdumuz su kaynakları yönü ile yeterli görünse de; hızlı nüfus artışı, plansız şehirleşme ve sanayileşme planlı hale getirilmezse, çevre tahribatı önlenmezse, ülke halkı su konusunda bilinçlenmezse sahip olduğumuz içme suyu da kirlenecek ve geleceğe aktarabileceğimiz temiz, doğal içme suyu bırakma şansımız olmayacaktır.

Suyu Nerelerde Kullanıyoruz?

Dünyada su kaynakları sınırlı ve aslında yaşamımızda pek çok şey de suyla bağlantılı. Suyu kullanım alanlarımız oldukça geniş. Suyun genel olarak kullanım alanları;

  • 1. Su kaynaklarında balıkçılık yapılabilir.
  • 2. Sıcak su kaynaklarına bolca sahip olan ülkemizde çok sayıda kaplıca ve termal otel bulunur. Bunlar aynı zamanda ekonomik katkı sağlaması açısından da önemlidir.
  • 3. Su kaynakları dış ilişkilerimizde önemli etkendir.
  • 4. Barajlar, su kanalları üzerine ulaşım için feribot, tekne gibi ulaşım araçları konulabilir.
  • 5. Su tüm canlıların yaşam kaynağıdır. Bölgedeki biyoçeşitliliği arttırır.
  • 6. Barajlar ve bu su kaynakları tarımsal sulama, içme suyu olarak kullanılmaktadır.
  • 7. Su kaynakları üzerine kurulan barajlardan elektrik enerjisi üretilmektedir.
  • 8. Su kaynakları üzerine kurulan barajlardan elektrik enerjisi üretilmektedir.

Bir İçim Su

Suyun Bilinçli Kullanılması İçin Öneriler

  • – Yaşam kalitemizi düşürmeden günlük kullanımımızda tasarruflu kullanıma gidilebilir.
  • – Muslukları çok fazla açılmamalı, ihtiyacı karşılayacak kadar kullanılmalı.
  • – Temizlikte kullanılan suyun ihtiyacımızdan fazlasını kullanmamaya dikkat etmeli.
  • – Güneşli ve sıcak bir günde su çabuk buharlaşacağından, tarla bağ bahçe sularken akşamdan sulamaya dikkat edilmeli.
  • – Çamaşır ve bulaşık makinelerini tam doldurmadan çalıştırmamaya ve gerektiğinde tasarruf düğmesini kullanmaya özen gösterilmeli.
  • – Satın alacağımız yeni ev aletlerini seçerken su enerjisi, deterjan tasarrufunu sağlayıcı özelliklere sahip olanlar tercih edilmeli.

Ancak tüm bu önlemler bir kenara asıl sorun evlerde kullanılan su tüketimi değil, suyun kirletilmesidir. Bir zamanlar kir tutmayan hatta kirleri pak eden akarsular artık kirli ve daha da kötüsü yer altı sularımız da tarımda kullanılan kimyasal maddelerden dolayı oluşan kirlilik.. Bu kirliliğin önüne geçmedikçe ciddi problemler yaşanacak gibi görünüyor.

Sonuçta bu dünya bize ait bir mülk değil ve bizden sonrakilerin de olmayacak. Fakat yine de hem bizden sonraki insanları hem de dünyayı bizimle paylaşan kuşları, çiçekleri ve tüm canlıları düşünmemiz gerektiği kanaatindeyim. İnsan elbette susuz yaşayamaz ve elbette ki dünya da. Suyun her damlasını korumak ümidiyle.

Selam ve dua ile

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir