Bebeklerde İlk Dil Gelişimi

Bebeklerde İlk Dil Gelişimi

Ayşegül Aldemir Yazıları Bebeklerde İlk Dil Gelişimi

Bebekler 0-2 yaş dönemi boyunca algısal , hareketsel ve bilişsel pek çok yetenek ile donatılsa da bu fotoğrafa bir kazanım daha eklemek zorundayız ki bu ise dil gelişimi olarak karşımıza çıkmaktadır .

Yetişkinler olarak sözcük dağarcığınızı bir düşünün . Bir başka insana durmaksızın ne çok farklı şey ilettiğinizi , sözcükleri nasıl telaffuz ettiğinizi , onların ne anlama geldiğini , kelimeleri hangi sırayla ortaya koyduğunuzu , gramerinizi , tonlamalarınızı bir düşünün . Kısaca insanlar , bilgi iletmeyi bir dizi kurala göre birleştirmiş karmaşık , sözel simge olarak tanımlanabilen bir dil kullanmaktadır .

Yeni doğmuş bir bebek dil kavramına ve onun işlevlerine sahip değildir . Büyük olasılıkla konuşulanlar bebeklere sadece bir ses türü olarak yansımaktadır . Duydukları çoğu şey sözsüzdür ve taslak halindedir . Bebekler , dilin seslerini üretmeyle ilgili kaslar üzerinde çok az bir kontrole sahiptir . Bu nedenle dil yeteneğinde ortaya çıkan değişimler bir süreç gerektirir .

Ancak dili kullanamadıkları için bebeklerin iletişim kuramayacağı izlenimine kapılmamak gerekir . Bebekler çok çeşitli yollarla iletişim kurarlar . Dahası , bebekler dil gelişimi için çok iyi donanmışlardır . İnsan yavruları , üç kısa yıl içinde , cızırdamadan başlayarak , çevrelerinde konuşulduğunu duydukları son derece karmaşık sözel simgeler sisteminin temel seslerini , yapısını ve işlevini kazanırlar .

Dil gelişimi ile ilgili yapılan kayda değer çalışmaların çoğu psikolingüistik kuramcılara aittir . Psikolingüistik kuramcılar , çeşitli kültürlerde elde ettikleri veriler çerçevesinde bütün bebeklerin , içinde bulundukları kültüre bakılmaksızın , son derece benzer bir dil gelişim safhasından geçtiklerini keşfettiler . Bu veriler göstermektedir ki , Rus , Çin , Fransız ve Etiyopya bebekleri konuşmayı kazanırken , Amerikan bebekleriyle aynı tür basamakları tırmanırlar . Bu evreler toplamda altı tanedir.

  • Evreler ;
  • 1. Evre: Ağlama , Agulama
  • 2. Evre: Babıldama , Cıvıldama
  • 3. Evre: Heceleme , Çağıldama
  • 4. Evre: Morgem , Tek Sözcük
  • 5. Evre: Telegrafik Konuşma
  • 6. Evre: İlk Gramer Evresi

İlk iki hafta içinde bebekler genellikle ağlamanın dışında çok az ses çıkarırlar . Ancak sesleri işitmeyi , birbirinden ayırt etmeyi çok başarılı bir şekilde yapabilme yeteneğine de sahiptirler . Bebekler doğduklarında özellikle insan sesine çok duyarlıdırlar . Bebeğin ilk dil gelişimi böylece ağlama ile başlar . İkinci ayın başlarında bebekler agulama olarak adlandırılan sesler çıkarmaya başlarlar . Bu sesler çoğu zaman ‘‘ oooooo ’’ gibi açık ünlülerden oluşmaktadır ve fokurdama sesleridir . Sağır bebeklerin bile , hiç insan sesi duymadıkları halde aguladıklarını biliyoruz . Bu nedenle dil gelişiminde bazı evreler evrenseldir ve doğuştan gelmektedir .

Ayşegül Aldemir Yazıları Bebeklerde İlk Dil Gelişimi

Bebekler altı aylık olduklarında , ünsüzlerin de içinde bulunduğu çok çeşitli sesler için dudaklarını , dişlerini , ve gırtlaklarını çok fazla kullanmaya başlarlar . Bu döneme cıvıldama adı verilmektedir . Bir bebek dünyaya geldiğinde , tüm dilleri konuşabilecek bir ses donanımıyla doğar . Anca k zamanla çevrede kullanılmayan sesler kendiliğinden kaybolur . Tam bu noktada diyebiliriz ki , bebekler bu dönemde etraflarında konuşulan dilin seslerini daha fazla çıkarma eğilimi gösterirler . Cıvıldama evresinden sonra insanların dil gelişimindeki evrensellik nispeten ortadan kalkar ve her bebek kendi kültürünün dilini kazanmayı öğrenir .

Bebekler genellikle birinci doğumgünü dolaylarında ilk anlaşılır sözcüklerini söylerler . Böylece cıvıldama evresi sona erer ve morgem dediğim tek sözcük evresi başlar . Yapılan çalışmalar 15 aylık olan bebeklerin yaklaşık olarak on sözcük , 19 aylık bebeklerin ise elli sözcüklük bir dağarcığa sahip olduğunu ortaya koymaktadır . Bebekler bu dönemde tek bir sözcük ile bütün bir cümleyi anlattığı için bu dönem tümcümleler dönemi olarak da isimlendirilebilir . Örneğin, bebekler ‘‘ buuuu ’’ dediklerinde ‘‘ su içmek istiyorum , süt içmek istiyorum ’’ gibi cümleleri işaret etmektedirler . Morgem dönemi aynı zamanda insanlarda dil gelişimi için kritik dönemdir . 12-18 ayları kapsayan bu dönemde bebekle bol bol konuşulmalı , etrafındaki dünya bebeğe tanıtılmalı ve çok fazla ses uyarıcısı ile bebek biraraya getirilmelidir . Bu çevresel etkiler , dil gelişimini de hızlandıracaktır .

İkinci doğumgünlerinden hemen önce çocukların çoğu iki ya da üç sözcükten oluşan telegrafik cümleler kurmaya başlarlar . Ancak telegrafik dönem , çocukların dilbilgisi kurallarını dikkate almadan konuştukları bir dönemdir . Örneğin , ‘‘ Baba oturmak buraya ’’ , ‘‘ Oku kitap ’’ gibi ifadelere bu dönemde rastlamak mümkündür .

Ayşegül Aldemir Yazıları Bebeklerde İlk Dil Gelişimi

Telgraf konuşmasının ardından çocuklar dili , gramer kurallarına çok daha uygun bir şekilde kullanmaya başlarlar . Bu dönem dil gelişiminde ilk gramer evresi olarak bilinir . Çocuklar artık özne , yüklem , bağlaç gibi gramer yapılarını kurallar çerçevesinde kullanmayı öğrenirler . Böylece hem sözcük dağarcığı daha da zenginleşir , hem de kendilerini çok daha uygun ifade etmeyi başarırlar .

Annelerin dikkatinin çekilmesi gereken başka bir nokta da ‘‘ Normal Konuşma Bozukluğu ’’ dur . Pek çok çocuk üç ile dört yaşları arasında normal konuşma bozukluğu yaşar . Bu durum , çocukların konuşma esnasında yaşadığı dil hatalarını bize anlatmaktadır . Konuşma normal seyrinde ilerlerken , çocuk bir anda susabilir , kelimeleri yanlış yerde ve yanlış şekilde kullanabilir , duraklayabilir , seslere takılabilir . Normal konuşma bozukluğu dilsel ve bilişsel gelişimin paralel bir şekilde ilerlemesine bağlı olarak , esasen dilin konumlandırılma süreci olduğu için bu tarz bir konuşma bozukluğunun yaşanması doğaldır . Bu konuda anne ve babaların yapması gereken , durumu olağanüstü bir noktaya taşımamaktır . Çünkü çocuk anne ve babasının bu konudaki kaygısını gördüğünde , konuşma bozukluğu normal seyrinden çıkabilir ve ağırlaşabilir . Bu nedenle çocukların bu dilsel hatalarının normal olduğunu , geçici olduğunu ve eğer çok uzun süren zaman dilimlerinde devam ederse bir destek alınması gerektiği gözönünde tutulmalıdır .

Dilsel gelişimin hızlı olması , zekanın da çocukta yüksek olduğunun göstergesidir . Ancak her çocuk birbirinden farklıdır . Albert Einstein’in 6 yaşına kadar konuşmadığını düşünün . Bu nedenle çocukları dil kazanımı konusunda sevgi ve sakinlik içeren bir tavırla desteklemek gerekir . Amacımız çocuklarımıza sadece konuşmayı öğretmek değil , tatlı dili ve güleryüzü de kazandırmak olmalıdır . Bu yolda tüm annelere kolaylıklar dilerim .

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir