Risale-i Nur’da Mutlu Evlilik…

Risale-i Nur’da Mutlu Evlilik…

Mutlu Evlilik…

Gelişim basamak basamaktır. Her basamağın kendine ait rolleri vardır. Hepimiz rollerimizi yaşama şekliyle ve bu rollerin benliğimize kazandırdığı deneyimlerle ruhsal tekâmül ve kendi bütünümüze ulaşmayı amaçlarız. Evlilik, birden fazla rolün kazanıldığı kurumdur. Ailenin gelini, evinin kadını, çocuklarının annesi gibi rolleri hep bu kutsal çatı altında kazanırız.

Kurulduğu günden bu yana psikoloji biliminin neredeyse temel sorunu olan arzu ve yasak çatışmasının en meşru çözüm alanı yine evliliktir.

Bediüzzaman Hazretlerinin belirttiği gibi “tenasülün devamı için, hikmet-i İlâhîye, o fıtrî hizmete bir ücret olarak fıtrî bir meyil ve şevk vermiş.” Kişi bu fıtrî meyil ve şevki evlenerek helâl dairede keyfe kâfi derecede yaşayabilmekte. Böylelikle Efendimizin (a.s.m.) belirttiği gibi eşler birbirinin örtüsü olmakta.

Bu hâliyle evlilik günaha giden yolda önemli bir barikat, güvenlik şeridi rolünü üstlenmektedir.

Ayrıca Risale-i Nur’un bir cüz’ünde denilmiş ki: “Bahtiyardır o adam ki, refika-i ebediyesini kaybetmemek için, saliha zevcesini taklit eder, o da salih olur. Hem, bahtiyardır o kadın ki kocasını mütedeyyin görür, ebedî dostunu ve arkadaşını kaybetmemek için o da tam mütedeyyin olur; saadet-i dünyeviyesi için de saadet-i uhreviyesini kazanır.”

Dikkat edersek Üstadımız çatışmasız bir evliliğin nasıl olacağını, özellikle eşlerden mütedeyyin olanının taklit edilmesini bahtiyarlık addetmekte.

“Bedbahttır o adam ki sefahate girmiş zevcesine ittiba eder, vazgeçirmeye çalışmaz, kendisi de iştirak eder. Bedbahttır o kadın ki zevcinin fıskına bakar, onu başka bir surette taklit eder. Veyl o zevç ve zevceye ki birbirini ateşe atmakta yardım eder. Yani, medeniyet fantezilerine birbirini teşvik eder.”

Burada dikkat edilmesi gereken ikinci husus, eşlerin zaman zaman ilişkilerine dışardan bakıp, evliliklerinde hangi örneği resmettiklerine dikkat etmeleridir.

Yine Risale-i Nur’da eşler arasındaki muhabbetin dahi Hakka ait olduğu vurgulanır.

“Hem, refika-i hayatını, rahmet-i İlâhîyenin munis, lâtif bir hediyesi olduğu cihetiyle sev ve muhabbet et. Fakat çabuk bozulan hüsn-i suretine muhabbetini bağlama. Belki kadının en cazibedar, en tatlı güzelliği, kadınlığa mahsus bir letafet ve nezaket içindeki hüsn-i sîretidir. Ve en kıymettar ve en şirin cemali ise, ulvî, ciddî, samimî, nuranî şefkatidir. Şu cemal-i şefkat ve hüsn-i sîret, ahir hayata kadar devam eder, ziyadeleşir. Ve o zaife, lâtife mahlûkun hukuk-u hürmeti o muhabbetle muhafaza edilir. Yoksa, hüsn-i suretin zevaliyle, en muhtaç olduğu bir zamanda, bîçare, hakkını kaybeder.” (Sözler, 32. Söz, Bediüzzaman Said Nursî)

Eşler arası muhabbet Kur’ân’ın emrettiği tarzda olursa faydaları nelerdir onu da Risale-i Nur’dan bakalım;

“Refika-i hayatına meşru dairesinde, yani, lâtif şefkatine, güzel hasletine, hüsn-i sîretine binaen samimî muhabbet ile refika-i hayatını da naşizelikten, sair günahlardan muhafaza etmenin netice-i uhreviyesi ise, Rahîm-i mutlak, o refika-i hayatı hurilerden daha güzel bir surette ve daha ziynetli bir tarzda, daha cazibedar bir şekilde, ona dâr-ı saadette ebedî bir refika-i hayatı ve dünyadaki eski maceraları birbirine mütelezzizâne nakletmek ve eski hatıratı birbirine tahattur ettirecek enis, lâtif, ebedî bir arkadaş, bir muhip ve mahbup olarak verileceğini vaat etmiştir. Elbette vaat ettiği şeyi kat’î verecektir.” (Sözler, 32. Söz, Bediüzzaman Said Nursî)
Cenab-ı Hak Risale-i Nur’daki manevî reçeteleri evlilik hayatımızda uygulama iştiyakını hepimize nasip etsin.

Yazı: Yasemin Uçal Abdullah
Kaynak: Bizim Aile Dergisi

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir